Etkinlikte konuşan Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam, iki dost ülkenin ticari geçmişinin çok derin olduğunu ve sadece 100 yıllık bir cumhuriyet dönemi değil, ondan önceki dönemlere kadar dayanan bir geçmişi olduğunu söyledi.

İKİ DOST ÜLKENİN TİCARİ GEÇMİŞİ ÇOK DERİN

Çam, “Ben de bu mahallenin, bu bölgenin çocuğu olarak, rahmetli dedem de aşağı bölgede, Aktaş tarafında kereste ticaretiyle uğraşan, cumhuriyetin ilk dönemlerinde ticaret yapan bir insan olarak, aslında bu tablo da aynı zamanda o dönemlere ait. Belki daha eski dönemlere ait ama oradaki geleneği hatırlatan ekonomiyi gösteriyor, angora ticaretini gösteriyor. Ama aynı zamanda angora birbirini besleyen bir sürü ticaretin de devamı. Ankara da önemli bir ticaret merkezi, Selçuklu döneminde önemli bir merkez, Bizans döneminde, Roma döneminde ve çok şükür istiklal mücadelemizden sonra da bizim başkentimiz olarak hem siyasi, hem ekonomik, hem ticari olarak bütün faaliyetlerimizin merkezine oturmuş durumda. Aslında bu tablo aynı zamanda bir kültürel etkinlik değil, geçmişimizi, tarihimizi düşünmemiz, biraz tefekkür etmemiz adına da anlamlı buradaki yansıma. O yansının verdiği mesaj bize şunu söylüyor: İki dost ülkenin ticari geçmişi çok derin. Sadece 100 yıllık bir cumhuriyet dönemi değil, ondan önceki dönemlere kadar dayanan bir geçmiş var ve ticaret var burada. Ticaretin merkezi olarak Ankara var. İpek Yolu’nun hattında olan Ankara’nın ekonomik faaliyetlerinin geçmişinin bugün de devam etmesi ve geleceğe doğru da aynı işbirliklerinin artması noktasında mesaj veriyor. Bugün artık 1.3 trilyon dolarlık bir ekonomiye sahip olan Türkiye, dış ticareti 350 milyar dolarlara yaklaşırken, turizm gelirleri bu yıl inşallah 60 milyar dolarlara yaklaşırken, özellikle ekonomik ticari ve kültürel anlamda zenginlikleri olan Hollanda Krallığıyla inşallah bu tip etkinliklerle sadece kültürel anlamda birliktelik değil, rasyonel bir şekilde birliktelikleri geliştirerek bir nevi Orta Asya’ya dayanan Özbekistan, Azerbaycan, Kırgızistan, Kazakistan gibi kardeş devletlerimizin olduğu, faaliyetlerimizin olduğu Ortadoğu’da Afrika’da ve Asya’da faaliyetleri olan bir Türkiye aynı zamanda Avrupa’daki başta Hollanda Krallığı olmak üzere bütün ticari faaliyetleriyle etkin bir şekilde yürüten bir merkez olarak Ankara, inşallah bu noktadaki geçmişinin mirasının geleceğe en güzel şekilde taşıyacağını ümit ediyorum. Böyle bir çalışmaya katkı sağlayan başta büyükelçi Sayın Joep Wijnands’a, Rijksmuseum’a, Rahmi M. Koç Müzesine, VEKAM’a ve Koç Grubuna çok teşekkür ediyorum. Bu çalışmaların inşallah iki dost ülkenin ilişkilerinin gelişmesine önemli katkı sağlayacağını düşünüyorum.” ifadesini kullandı.

HOLLANDA KÜLTÜREL MİRASININ ÖNEMLİ BİR PARÇASI

Bu yılın Hollanda Krallığı ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki dostluğun 100. Yılı olduğunu ve çeşitli etkinliklerle kutlandığını belirten Hollanda’nın Ankara Büyükelçisi Joep Wijnands, “ Bu etkinliklerden biri de bu akşam Ankara Kültür Yolu Festivali kapsamında Altındağ’ın ortasındaki Antik Augustus Tapınağı’nın etkileyici duvarına Hollanda’dan gelen olağanüstü bir tablonun yansıtılması olacak. Halihazırda başladığımız projeksiyon önümüzdeki haftalarda, Ekim ortasına kadar devam edecek ve her akşam 19.00 24.00 saatleri arasında bu duvara yansıtılacak.

Bu tablo 18. yüzyılda anonim bir Hollandalı ressam tarafından yapılmış olan ve var olan en eski Ankara tablosu olarak kabul edilen “Ankara Manzarası” isimli tablodur. Bu tablo Amsterdam’daki dünyaca ünlü Rijksmuseum müze koleksiyonunun bir parçası olmakla birlikte şu anda geçici olarak Ankara’daki Rahmi M. Koç Müzesi’nde sergilenmektedir.

Uzun süre tablonun Ankara şehrini gösterdiğini bilmiyorduk. 1970 yılına kadar tablodaki şehir manzarasının Suriye’deki Halep şehri olduğu sanılıyordu. Prof. Dr. Semavi Eyice’nin çalışmaları sayesinde tablonun aslında bu güzel şehri, Ankara’yı gösterdiğini keşfettik.

Tabloda tarihi Ankara’nın birçok ayırdedici özelliğini görmek mümkün. Giriş kapısı da dâhil Ankara Kalesi’nin koruma duvarları, imparatorun Ankara’yı ziyareti vesilesiyle dikilen Julian Sütunu, günümüzde Anadolu Medeniyetleri Müzesi olarak kullanılan Mahmut Paşa Bedesteni ve şu anda bulunduğumuz yer Hacı Bayram Camii ve Augustus Tapınağı.

Bu tablonun Ankara'yı tasvir ettiğinin açık göstergelerinden biri de resmin alt kısmında görülen güzel gümüş renkli tiftik tüyleriyle Ankara keçisi sürüsü. Tablonun alt yarısında Ankara keçisi yetiştiriciliği ve tiftik endüstrisiyle uğraşan insanları gösteren bir sahne görüyoruz. İlginç bir şekilde resmedilen insanların neredeyse yarısı kadındır. Bu da onların şehrin ekonomik hayatında önemli bir rol oynadıklarını göstermektedir.

Hollanda’nın kültürel mirasının bu parçasını şehrin en önemli kültürel miras alanlarından birinde Ankaralılarla paylaşabilmemizin harika olduğunu düşünüyorum.

Sözlerime son vermeden önce küçük bir sürprizimiz daha var. Önümüzdeki ay boyunca arka planda bu projeksiyonla en iyi selfiyi çeken kişi bizden bu tablonun tuval üzerine yapılmış bir kopyasını alacak. Hollanda Büyükelçiliğinin instagram sayfasını aradığınızda bulabilirsiniz. Hollanda Büyükelçiliğini etiketlemeyi unutmayın. Bu gece hanımefendiler ve beyefendiler dostluğumuz, sanatımız ve mirasımız bu eski ve güzel duvarda bir araya geliyor. Bu güzel dostluğumuz sonsuza kadar sürsün.” dedi.

THY uçağında kabin memuruyla tartışan Dilan Çıtak hakkında soruşturma başlatıldı THY uçağında kabin memuruyla tartışan Dilan Çıtak hakkında soruşturma başlatıldı

ANKARA’DAKİ YAŞAMI GÖSTERİYOR

Etkinlik hakkında haymanagazetesi.org internet haber sitesine açıklamalarda bulunan Koç Üniversitesi, Vehbi Koç Ankara Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (VEKAM) direktörü Prof. Dr. Filiz Yenişehirlioğlu, ‘Ankara Manzarası’ tablosunun Hollanda’da Rijksmuseum’da bulunan bir tablo olduğunu belirterek, “Ankara’nın yapılmış olan en eski tablosu, 18. Yüzyıla tarihleniyor ve Ankara’daki yaşamı gösteriyor. Keçiler nasıl kırkılıyor, kumaş nasıl dokunuyor? Özellikle sof kumaşının ortaya çıkışı, satışı ve Ankara’daki yaşamı gösteriyor o dönem için. Yaptıran da Ankara’daki Hollanda Ticaret Ajansı, çünkü sofu alıp Hollanda’ya ihraç ediyorlar. Biz Koç Üniversitesi Vehbi Koç Ankara Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (VEKAM) olarak sof sergisi yaptık 2018 yılında, tabloyu o zaman getirttik. O zamandan beri Rahmi M. Koç Müzesinde sergileniyor ve arkasından zaten bir sürü sempozyumlar yapıldı, toplantılar yapıldı. Romanı yapıldı, müzik bestelendi, animasyonu yapıldı, belgeseli yapıldı. Hepsini YouTube’dan görebilirsiniz. Bu etkinlikler devam ettikçe tablonun Ankara’da kalış süresi de zaman zaman böyle uzuyor.” dedi.  

Program sonunda misafirlere çay, kurabiye ve mevlit şekeri ikram edildi.

Muhabir: Necdet Gürsoy