Acıbadem Kayseri Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Güven Arslan, Dünya İnme Günü vesilesiyle, her 4 kişiden birinin yaşamı boyunca inme riski taşıdığını ve bu nedenle inmeden korunmanın önemini vurguladı. İnme, beyin sinir hücrelerini besleyen damarların tıkanması veya kanaması sonucu oluşan bir beyin hasarı durumu olarak tanımlandı. Dr. Arslan, inmenin etkilediği beyin bölgesine göre çeşitli semptomlara yol açabileceğini, bu semptomların konuşma ve anlama bozuklukları, görme kaybı, güç kaybı, yürüme bozukluğu, felç ve hatta ölüme neden olabileceğini açıkladı. Dünya genelinde inmenin ölüm ve sakatlık sebepleri arasında ikinci sırada yer aldığına dikkat çeken Dr. Arslan, inmenin önlenmesi gereken bir hastalık olduğunu belirtti.
İnmenin önlenebilir birçok sebebini vurgulayan Dr. Arslan, sağlıklı beslenme, kilo kontrolü, sigara ve stresten uzak durma, düzenli egzersiz yapma gibi yaşam tarzı değişikliklerinin inme riskini azaltabileceğini ifade etti. Ayrıca, düzenli olarak uzman hekim kontrollerine gitmenin de inme riskini erken teşhis edip önleme açısından önemli olduğunu belirtti. Dr. Güven Arslan, toplumda inme farkındalığının oluşturulmasının da büyük bir önem taşıdığını vurgulayarak inme hakkında daha fazla bilgi ve farkındalık yaratmanın önemini vurguladı.
“Genetik sebepli inmeler genellikle 65 yaşından önce görülür”
İnmenin, mekanizmasına göre, iskemik (damar tıkanıklığı) veya hemorajik (kanama) olmak üzere iki temel sınıfa ayrıldığını belirten Dr. Arslan “Geçici iskemik atak’ diye tabir edilen beyin damarlarının kısa süreli tıkanıp açılması neticesinde 24 saat içerisinde semptoların düzeldiği diğer bir tablo ise inmenin diğer bir alt başlığı olarak söylenebilir. Bu durum ileride yaşanacak bir kalıcı inmenin habercisi olarak değerlendirilmeli ve tıbbi kontroller ivedilikle yapılmalıdır. Genetik sebepli inmeler genellikle 65 yaşın altında, diğer faktörlere bağlı inmeler ise 65 yaş ve üzerinde görülmektedir” dedi.
İnmenin risk faktörleri arasında ileri yaş, diyabet, hipertansiyon, hiperkolesterolemi, sigara, stres, kalp kapak hastalıkları, ritim bozuklukları, pıhtılaşmayı artıracak diğer hastalıklar ve genetik trombofili (pıhtı oluşumuna yatkınlık) sebeplerini sıralayan Dr. Arslan “Beynin beslenmesi ve oksijenlenmesini bozacak diğer sağlık sorunları (hipotansiyon, kalp krizi vb.) ve olaylar (soba zehirlenmesi, travma vb.) da inmeye yol açabilmektedir. Sıklıkla boyun damarlarında belirlenen damar sertliği ve daralmalar da beyne olan kan akışını bozarak türbülansa ve pıhtı oluşumuna sebep olmaktadır” diye konuştu.
“Sağlıksız beslenme çok önemli bir risk faktörü”
Sayılan risk faktörlerinin hemen hemen tamamına yakınının önlenebilir veya azaltılabilir faktörler olduğunun altını çizen Dr. Arslan, inmeden korunmak için alınabilecek önlemlere dair şunları söyledi: “Diyabet, hiperkolesterolemi ve tansiyon hastalarının yanı sıra sağlıklı bireylerde de sağlıklı beslenme ve egzersizin önemi vurgulanmalıdır. Sağlıklı beslenmeden kasıt düşük miktarda karbonhidrat içeren, sebze ağırlıklı menülerin oluşturulmasıdır. Et tüketimi de ölçülü ve yağsız olmalıdır. Omega 3 içeriği yüksek yağların kullanılması kalp damar sisteminde oluşan damar plakları ve daralmalarının önüne geçebilmektedir. Stres ve sigaranın yıllar içinde damarlar üzerinde biriken hasarlarını önlemek yine mümkündür. Varsa teşhis konmuş sağlık sorunlarının iyi takibi ve tedavisi ihmal edilmemelidir. Genetik olarak pıhtılaşmaya meyilli bireylerin akrabalarının da bu bozukluklar açısından incelenmesi ve gerekirse ilaç tedavisi başlanarak önlem alınması gerekmektedir”.
“İnme yıllar içinde yavaş yavaş gelişir”
“Unutulmamalıdır ki inme göründüğü gibi aniden olmaz, yılların birikimi ile ortaya çıkan bir sorundur. Çoğu zaman geri dönüşümsüz veya kısmi düzelen etkiler bıraktığından, tedaviden çok hastalıktan korunmak önem arz etmektedir” diyen Dr. Arslan, bunun için sağlıklı beslenmek, kilo almamak ve düzenli egzersiz yapmanın yanında uzman hekim kontrollerini de ihmal etmemek gerektiğini dile getirdi.
Yorum yazarak Haymana Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haymana Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haymana Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haymana Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Haymana Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haymana Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haymana Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haymana Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.