Prof. Dr. Güner, maymun çiçeği virüsünün ilk olarak 1958 yılında, deney amaçlı laboratuvara gönderilen maymunlarda tespit edildiğini ve bu nedenle virüse "maymun çiçeği" adı verildiğini belirtti. Ancak daha sonra virüsün sadece maymunlarda değil, kemirgenler gibi diğer hayvanlarda da görüldüğünü ve bu yüzden isminin değiştirilmesinin tercih edildiğini vurguladı. Virüs günümüzde "M-pox" ya da "M-çiçeği" olarak adlandırılıyor.

İki Farklı Alt Tip Var: Orta Afrika ve Batı Afrika

Virüsün Orta Afrika ve Batı Afrika olmak üzere iki alt tipi bulunduğunu ifade eden Prof. Dr. Güner, "Batı Afrika tipinde ölüm oranı daha düşükken, Orta Afrika tipinde ölüm oranı daha yüksek. Ancak bağışıklık sistemi güçlü olan bireylerde ölüm oranı oldukça düşük seviyede" dedi.

Kişisel Hijyen Önemli

Hastalığın bulaşma riskini azaltmak için kişisel hijyenin önemine dikkat çeken Prof. Dr. Güner, özellikle yakın temasın bulaşma açısından en önemli faktör olduğunu belirtti. Prof. Dr. Güner, "Covid pandemisinde yaşanan durum burada tekrarlanmayacaktır çünkü bu virüsün belirtileri, özellikle döküntüler, daha belirgin olduğu için bulaşma oranı daha düşük olacaktır" diye konuştu.

Aşı ve Tedavi Seçenekleri

Aşı ve tedavi konusuna da değinen Prof. Dr. Güner, M-çiçeği virüsüne karşı sınırlı bir aşı çalışmasının olduğunu ve etkili bir antiviral tedavinin mevcut olduğunu ancak bu tedavinin sadece belirli gruplar için uygun olduğunu belirtti. Prof. Dr. Güner, "Hastalığın tedavisinde daha çok belirtilere yönelik ilaçlar kullanılıyor ve panik yapmaya gerek yok" dedi.

1980 Öncesi Doğanlar Korunuyor

1980 yılı öncesinde doğan kişilerin, çiçek hastalığına karşı yapılan aşı sayesinde M-çiçek virüsüne karşı da koruma sağladığını ifade eden Prof. Dr. Güner, "Çiçek hastalığına karşı aşılı olanlar, M-çiçek hastalığından da büyük oranda korunuyor" dedi.

Sezaryen ile estetik ameliyatları kombine etmek felakete yol açabilir! Sezaryen ile estetik ameliyatları kombine etmek felakete yol açabilir!

Afrika'dan Gelenlere Yönelik Algılar Yanlış

Afrika'dan Türkiye'ye seyahat eden kişilerin riskli görülmesine dair soruları da yanıtlayan Prof. Dr. Güner, bu tür genellemelerin yanlış olduğunu vurguladı. "Bir grubu yaftalamak doğru değil. Hastalığın klinik belirtilerini bilmek ve buna göre önlemler almak daha doğru" şeklinde konuştu.

Muhabir: Haber Bülteni