erik ilçesi Merkez Mahallesi'nde yaşayan Işık ailesi, 7 Ağustos günü evlerinde meydana gelen yangınla büyük bir felaketle karşı karşıya kaldı. Yangın sonucunda evleri tamamen küle dönen aile, tüm eşyalarını kaybetti. Ancak yaşadıkları bu felaketin ardından bir şok daha yaşadılar. Ev sahibi, yangının çıkış nedenine dair ailenin ihmali olduğunu iddia ederek mahkemeye başvurdu.

Ev sahibi ile aile arasındaki bu mahkeme süreci, evde gerekli tadilatların yapılamamasına yol açtı. Bu durum, ailenin balkonda yaşamak zorunda kalmasına neden oldu. Kiraların yüksek olduğu bölgede uygun bir kiralık ev bulma çabaları da sonuçsuz kaldı.

Gözyaşları içerisinde yaklaşan kış öncesi en büyük isteklerinin bir ev bulmak olduğunu anlatan Rabia Işık, "Evin yandığı gün otelde çalışıyordum. Müdürüm evin yandığını söyledi ve beni eve getirdiler. Kötü olduk, hiçbir şeyimiz kalmamış. Ev kiraları çok pahalı. Ev arıyoruz ama fiyatlar sebebiyle bulamadık. İstenilen rakamları bir-iki ay versek, bu parayı üçüncü ay ödeyemeyiz. Evimizin sadece balkonu yanmadığı için orada kalıyoruz. Önümüz kış, yağmurlar gelmeden bir ev bulmamız şart. Bizim için ev olsun, güzeli çirkini fark etmez. Ortada kaldık, ev sahibi davacı oldu. Oğlum engelli olduğu için ev sahibi ondan şüphe ediyor, şikayette bulundu. Benim çocuğum yakmaz, zaten evde olsa engellerdi. Boşu boşuna benim çocuğumun günahını alıyorlar. Her şey bir şekilde oluyor ama evsiz olmuyor. Kışın ne yapacağız? Ev sahibi çıkın diyor. Sonuçta ona da hak veriyorsun, tadilat yaptırıp evini kiraya verecek" şeklinde konuştu.

Eşinin işe gittiğini, kendisinin de her gün kiralık ev aradığını söyleyen Tahsin Şengöz ise, "25 gündür burada yaşıyoruz. Giydiğimiz kıyafetler, yatak yorganlar eşyalarımızın hepsi yandı. Ev sahibi yüzde 58 engelli çocuğumdan şüphelendi, şikayetçiyim dedi. Davacı olduğu için ev bu şekilde kaldı. Evi yanan birisinin kirayı ödeyemeyeceğini düşündükleri için ev veren yok. Hiçbir yerden bir yardım gelmedi, sadece eşimin çalıştığı otelden yardım edildi. Evin balkonunda yatıyoruz, yerde kilimin üstünde. Eşim işe gidiyor, ben de kiralık ev bakıyorum. Kiralık ev de bulamıyoruz" dedi.

Yanan evde en çok sevindiği ve şaşırdığı olayın evdeki kapı küle dönmesine rağmen Kur’an-ı Kerim’in yanmaması olduğunu belirten Şengöz, "Ev yandı, her şey dışarı atıldı. Hayret ettiğim bir şey, küçük bir dolap içerisinde havlular, seccadeler ve kıyafetler vardı. Hepsi yanmış ama seccadelere bir şey olmamış. Kapı kömüre dönük, ama Kur’an-ı Kerim ve çocuğumun fotoğrafları yanmamış" diye konuştu.

Muhabir: Haber Merkezi