Mavi Vatan doktrininin kurucusu ve Mavi Vatan haritasının çizeri emekli Tümamiral Cihat Yaycı, Gökçeada'nın kuzeyindeki Zürafa Adası'nın Türkiye'ye ait olduğunu Lozan Antlaşması maddeleriyle tek tek açıkladı. Son dönemde Yunan Sahil Güvenlik botlarının Türk balıkçı teknelerini taciz ettiği Zürafa Adası, Türkiye ile Yunanistan arasındaki kriz başlıklarından biri haline geldi.

Zürafa Adası Üzerindeki Hak İddiası

Yunan yönetimi, Gökçeada'nın kuzeyinde, Semadirek Adası'nın doğusunda ve Türkiye anakarasına yakın konumda bulunan Zürafa Adası üzerinde hak iddia ediyor. Yaklaşık 9 metrekarelik bu küçük kaya parçasının uluslararası anlaşmalardaki hukuki durumu, iki ülke arasında tansiyonu yükselten unsurlardan biri oldu.

Emekli Tümamiral Cihat Yaycı, Zürafa Adası'nın Türkiye'ye ait olduğunu belirterek, "Bunda en ufak bir şüphe yok" dedi. Yaycı, Lozan Antlaşması'nın maddeleriyle adanın Türkiye'ye ait olduğunu net ifadelerle açıkladı ve Yunanistan'ın iddialarının hukuki bir dayanağı olmadığını vurguladı.

Ankara-Atina Arasındaki Kriz Artıyor

Yunan Sahil Güvenlik botlarının Türk balıkçı teknelerini taciz ve tahrip ettiği Zürafa Adası, Türkiye ve Yunanistan arasındaki kriz başlıklarından biri haline gelmiş durumda. Bu tacizler, iki ülke arasında mevcut olan gerilimi daha da artırıyor.

Cihat Yaycı, Zürafa Adası'nın uluslararası anlaşmalar kapsamında Türkiye'ye ait olduğunu belirtti. Lozan Antlaşması'nın ilgili maddelerine atıfta bulunarak, adanın Türkiye'nin egemenliği altında olduğunu ve Yunanistan'ın bu adaya yönelik hak iddialarının geçersiz olduğunu ifade etti.

Türk Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi'nin Youtube hesabındaki paylaşımında Yaycı şu ifadeleri kullandı:

Zürafa Adası, Yunanistan'a ismen devredilmiş Semadirek'in 6,5 mil doğusunda bulunuyor.

Zürafa Adası bir Türk adasıdır. Zürafa Adası'nın karasuları da Türk karasularıdır. Neden mi? Çünkü Lozan'ın 12. maddesi gereğince ve aynı zamanda Lozan'ın 6, 11, 13, 14, 15 ve 16. maddeleri çerçevesinde durum özetle şudur:
Türkiye anakarasına 3 mil yakınlıkta bulunan ve Yunanistan'a ismen devredilen adalar dışındaki tüm ada, adacık ve kayalıklar Türkiye'ye aittir. 
Yunanistan'a ismen devredilen adaların, o zamanki anlayışla 3 millik karasularında kalan adacık ve kayalıkların ise Atina'ya ait olduğu söylenebilir; 'bitişik ve bağlı adacıklar' kavramıyla...
Ancak net olan şudur: Türkiye anakarasına 3 mil mesafe içerisinde olup Yunanistan'a ismen devredilmiş adaların dışındaki tüm ada, adacık ve kayalıklar Türkiye'ye aittir. Bu tartışmasızdır. 

TÜRKİYE'YE 3 MİLDEN DAHA UZAK OLAN ADA, ADACIKLAR DA BİZİMDİR

İkinci kısım devredilmeyen adalar konusu ise şöyledir: 

Minibüsçüler Odası Başkanı'ndan Altındağ Belediyesi'ne ziyaret Minibüsçüler Odası Başkanı'ndan Altındağ Belediyesi'ne ziyaret

Türkiye anakarasının 3 mili dışında olup da Lozan anlaşmasında ismen Yunanistan'a devredilmiş adaların 3 mili dışında olan tüm ada, adacık ve kayalıklar da Türkiye'ye aittir. 
 
Türkiye'nin 'toptan feragat' ettiği bir durum asla sözkonusu değildir. Toptan feragat durumu Sevr'in 132. maddesinde vardı.
Lozan'ın 16. maddesi toptan feragatı ortadan kaldırmış, Atatürk'ün çabalarıyla, Yunanistan ve o zamanki İtalya'ya ismen devredilen adalara 3 milden daha uzaktaki ada, adacık ve kayalıklar Türkiye'nin olmuştur. 
Zürafa Adası özeline gelecek olursak... Zürafa, Türkiye'ye 3 milden daha uzakta olup da, Yunanistan'a ismen devredilmiş adalara da 3 milden daha uzak olan adalardan bir tanesidir.
Yunanistan'a devredilen Semadirek Adası'nın Zürafa'ya mesafesi yaklaşık 6,5 mildir. O nedenle Zürafa'nın Türk adası olduğu konusunda en ufak bir şüphe sözkonusu değildir. 

ZÜRAFA KARASULARI TÜRK KARASUYUDUR

Balıkçı İlker Kaptan'ın (Özdemir) avlandığı sular Türk sularıdır. Çünkü Zürafa'nın karasuları da Türk karasularıdır. 

Dolayısıyla İlker Reis, bırakın Yunan karasularında avlanmayı, uluslararası sularda bile değil, Türk karasularında avlanmıştır. Yani Yunan Sahil Güvenlik botunun, vatandaşlarımızın canına ve malına kastettiği yer Türk toprağıdır. Durum bu bakımdan vahimdir. 
Bizden önceki denizci nesiller ve biz, Zürafa'yı Türk toprağı olarak kabul etmiştir; bizden sonrakiler de öyle kabul edecektir. "Zürafa Adası Türk'ün değildir" diyen hiçbir denizci yoktur. 
Hepimizin İlker Reis gibi vatanperver, toprağını ve suyunu bilen denizcilere destek olması gerekir. 
Muhabir: Haber Bülteni