Gündem

Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı arasında kriz! Narin Güran cinayetinde ifadeleri sızdıran kim?

Diyarbakır'da kaybolduktan 19 gün sonra cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin Güran'ın cinayeti, İçişleri ve Adalet Bakanlıkları arasında ciddi bir krize neden olduğu iddialarıyla gündemde. İki bakanlık arasında yaşanan gerilim, özellikle soruşturma sürecinde sızdırılan ifadelerle daha da alevlendi.

Abone Ol

İddialara göre, cinayetle ilgili olarak şüphelilerin savcılıkta verdikleri ifadelerin hızla basına sızdırılması, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile Adalet Bakanı Yılmaz Tunç arasında bir anlaşmazlığa yol açtı. Söz konusu ifadelerin sızması, sadece bakanlıklar arasında değil, bakanların bizzat kendileri arasında da soğuk rüzgarlar estirdi.

Soruşturmanın Yürütülüşü Tartışma Yarattı

T24'ten Tolga Şardan’ın kaleme aldığı yazıda, iki bakanlık arasındaki gerilimin, şüphelilerin ifadelerinin hem iktidara yakın hem de muhalif medya organlarına sızdırılmasıyla başladığı belirtildi. Şardan, İçişleri Bakanlığı'nın yakaladığı şüphelilerin adli süreçte serbest bırakılması meselesinin, iki bakanlık arasında var olan anlaşmazlıkların temelinde yatan bir sorun olabileceğini dile getirdi.

Bakanlar Arasında "Soğukluk" İddiası

Soruşturmanın boyutları ve sonuçlarının ne olacağı belirsizliğini korurken, Bakan Yerlikaya ile Bakan Tunç arasında bir süredir bir "soğukluk" yaşandığı belirtiliyor. Bu soğukluğun arkasında kamu güvenliğinin sağlanmasındaki koordinasyon eksikliği gibi görünen sebeplerin yanı sıra, başka nedenlerin de olabileceği iddialar arasında. Özellikle "Polis yakalıyor, adliye bırakıyor" şeklinde ifade edilen durum, iki bakanlığın adalet ve güvenlik mekanizmalarının birbiriyle uyum içinde çalışmadığı iddialarını da gündeme getirdi.

Krizin Çözümü Bekleniyor

Yaşanan gerilimin nasıl çözüleceği ise merak konusu. İçişleri ve Adalet Bakanlıkları arasındaki anlaşmazlığın, kamu güvenliği ve adli süreçler üzerindeki olası etkileri takip ediliyor. Öte yandan, şüpheli ifadelerinin kamuoyuna nasıl sızdırıldığı ve bu durumun sorumlularının kimler olduğu da henüz netlik kazanmış değil.