Ankara tabip Odası Ankara’da eğitim veren vakıf üniversitelerinin yıllık eğitim ücretlerine yüzde 100’ün üzerinde zam yapmasına tepki gösterdi.

Oda tarafından yapılan açıklamada; “vakıf Üniversiteleri Tıp Bölümlerindeki Yüksek Zamlar Kabul Edilemez” denildi.

Canan Karatay’dan şok uyarı: Mutfağınızdaki O şey bakteri ve mikrop yuvası Canan Karatay’dan şok uyarı: Mutfağınızdaki O şey bakteri ve mikrop yuvası

TÜİK verilerine göre, bir önceki yılın aynı ayına göre Haziran TÜFE oranının yüzde 75,45 olduğu hatırlatılan açıklamada mevzuata göre vakıf üniversitelerinin eğitim ücretlerine en fazla yüzde 75,45 zam yapması gerekirken, zam oranlarının yasal sınırı aştığına dikkat çekildi.

Ankara ili genelinde faaliyet gösteren vakıf üniversiteleri tıp fakültesi bölümleri yıllık ücretlerinin 420 bin TL ile 840 bin TL arasında değiştiği vurgulanan açıklamada öne çıkan  görüşler şöyle:

“Artışlar bazı vakıf üniversitelerinde astronomik boyuta ulaşmıştır. Örneğin 2023-2024 akademik yılı için 278 bin TL olan eğitim ücreti, 2024-2025 akademik yılı için 600 bin TL’ye yükseltilmiştir.

Yüksek zamların en önemli nedenlerinden birisi, vakıf üniversitelerinin “işletme” statüsünde değerlendirilmesi ve burada okuyan öğrencilerin “müşteri” olarak görülmesidir.

Vakıf üniversiteleri, devlet üniversitelerinin statülerinden farklı olsa da, verilen eğitimin ve yapılan işin kamusal niteliği bulunmaktadır. Vakıf üniversitelerinin tıp fakültesi bölümlerinden mezun olacak hekim adayları –kamu veya özel fark etmeksizin– Türkiye’nin dört bir yanındaki sağlık kurum ve kuruluşlarında görev alarak, halk sağlığı ve hastalarının sağlığı için çalışacaktır.

ZAMLAR GERİ ALINSIN

Öte yandan eğitim ücretlerine yapılan yüksek zamların verilen tıp eğitiminin niteliğini iyileştirdiğine veya pozitif anlamda ayrıştırdığına dair nesnel bir veri de bulunmamaktadır. Vakıf üniversitelerindeki tıp fakültelerinin birçoğunda altyapı ve öğretim üyeleri kadrolarında eksikler bulunduğu bilinmektedir.

Yüksek zamlara rağmen, vakıf üniversitelerindeki intörn maaşları asgari ücretin beşte biri kadardır; asistan hekimlerin maaşları ise kamuda çalışan asistanlara göre çok daha düşüktür.

ıp eğitimi ücretlerinde hiçbir şekilde fırsatçılığa izin verilmemeli, artışlar yasal sınırı aşmamalıdır. Kamu otoritesi gerekli denetimi ve kontrolleri yapmalı; vakıf üniversitelerinin yönetimleri hukuka uygun davranmalıdır.

Unutulmamalıdır ki, tıp eğitiminin niteliği bir ülkenin sağlık sistemini ve geleceğini belirleyen temel yapıtaşlarındandır. Öğrencilerimizin ve ailelerinin sosyo-ekonomik durumu gözetilmeli, her bir yurttaşın refah içinde yaşamasına yönelik sosyal politikalar hayata geçirilmelidir. Her zaman savunduğumuz üzere tıp eğitimi, bilimin ışığında kamunun imkânları ve kamusal araçlarla verilmelidir. Devlet ve vakıf adı altında özel tıp fakülteleri arasındaki her türlü ayrıma ve hiyerarşiye son verilmelidir. Eğitim; ücretsiz, ulaşılabilir, nitelikli, eşit ve adil olmalıdır.”

Muhabir: Bünyamin Altıntaş