Sözde hayvansever özde mama şirketleriyle ortak hareket eden bir kesim, sayıları 15 milyona yaklaşan ve hemen her gün vatandaşların can güvenliğini tehdit eden başıboş köpeklerin uyutulmasına karşı çıkarak sosyal medyada adeta devlete meydan okuyor.
Başıboş köpekler yüzünden çocuklarını okula, sokağa çıkarmaya korkan aileler ise bir önce kangrene dönmüş bu soruna kalıcı bir çözüm istiyor.
Her geçen gün sayıları artan başıboş köpekler, halkın can güvenliğini ciddi oranda tehdit ediyor. Konuyla ilgili başta barınaklar olmak üzere birçok yöntem deneyen hükümet yetkilileri ne yazık ki yaşanan acı olayları önleme konusunda yetersiz kalıyor.
Avrupa’da başıboş köpek sorunun çözümünde uygulanan yöntemlerden biri olan iğneyle uyutma yöntemi de Türkiye’nin uygulayacağı bir seçenek olarak masada.
Önümüzdeki günlerde TBMM’ye sunulması beklenen yasa tasarısında başıboş köpeklerin toplanması, barınaklara götürülmesi, sahiplendirilmesi ya da uyutulması çözüm seçenekleri arasında yer alıyor.
ATATÜRK DÖNEMİNDE BAŞIBOŞ KÖPEK SORUNU NASIL ÇÖZÜLDÜ?
Sosyal medyada tepkiyle karşılanan uyutma seçeneği 1932 yılında yaşanan köpek sorunuyla ilgili kararı yeniden gündeme getirdi.
Günümüzde yaşanan başıboş köpek sorunu 1932’li yıllarda da yaşanmış olup konuyla ilgili 1932’de yayımlanan 2123 sayılı Resmi Gazete’de köpek sorunun çözümüne ilişkin kanun yürürlüğe girmiştir. Kanun kapsamında şehir ve kasabalarda beslenen sahipli köpeklerin mahalle aralarında, çarşı pazarlarda dolaşması yasaklanmış olup, dolaştırılacak olmaları halinde ağız ve burunlarına maske takma zorunluluğu getirilmiştir.
Maskesiz dolaştırılan ve sahipsiz köpeklerin insanlara saldırmalarını engellemek için zehirlenerek itlaf edilmesi de yönetmelikte duyurulmuştur.
