İmamoğlu, dilekçesinin ardından basına yaptığı açıklamada, kendisine savunma hakkı tanınmasının evrensel hukuk ilkeleri ve kamu vicdanı açısından önemli olduğunu ifade etti. Üçüncü kez duruşmaya katılma talebini yinelediğini belirten İmamoğlu, şunları söyledi:

Keçiören’in trafiği “Tüp Tünel” projesiyle rahatlayacak Keçiören’in trafiği “Tüp Tünel” projesiyle rahatlayacak

"Mahkemeye sunduğum talepte olduğu gibi; seçilmiş bir yöneticinin, görevini yapmaktan ve siyasi faaliyette bulunmaktan yasaklanmasının, evrensel hukuk ölçüleri ve kamu vicdanı karşısında meşru olabilmesinin temel şartlarından birinin, söz konusu yöneticiye kendini bizzat savunma hakkı tanınması olduğunu düşündüğüm için, talebimi az evvel üçüncü kez mahkemeye iletmiş bulunuyorum. Bu dava, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin seçilmiş başkanı olarak bana değil, aziz milletimizin iradesine yöneltilmiş açık bir darbe girişimidir. Bana sarf edilen ‘ahmak’ ifadesini kime iade ettiğim bellidir. Zaten o kişi bana, ben de ona dava açtım. ‘Ahmak’ ifadesinin suç olmadığı da Yargıtay kararlarıyla ortadadır. Dünyanın en zorlama siyasi yasak davasının artık Türkiye gündemini işgal etmesini ben istemiyorum."

"Kravat İndirimi" ve Cezanın Yüzüne Tefhimi Talebi

Dilekçede yer alan "kravat indirimi" vurgusu ve İmamoğlu'nun "Eğer beraat etmem gereken bu davada bir ceza verilecekse, bu cezanın yüzüme okunmasının hakkım olduğuna inanıyorum" sözleri ise dikkat çeken unsurlar arasında yer aldı. Mahkeme sürecinde hakkının tam anlamıyla savunulmasını talep eden İmamoğlu, adaletin yerini bulması gerektiğini ifade etti.

Kaynak: Haber Merkezi