O tartışmalı fotoğraflar gündemde! Uraz Kaygılaroğlu'ndan 'Oyunculuğu bırakırım' tepkisi geldi O tartışmalı fotoğraflar gündemde! Uraz Kaygılaroğlu'ndan 'Oyunculuğu bırakırım' tepkisi geldi

Ekokırım, uluslararası hukukta, bir savaş ya da saldırı sırasında çevrenin bilinçli bir şekilde tahrip edilmesi anlamına geliyor. Bu kavram, ilk kez 1970’lerde Vietnam Savaşı sırasında biyolog Arthur W. Galston tarafından ortaya atıldı. O dönemde ABD ordusunun tarım alanlarını yok etmek için kullandığı herbisitler ve portakal gazı, ekokırım suçlamalarına yol açmıştı. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Roma Statüsü’nde de "savaş suçu" olarak tanımlanan ekokırım, özellikle geniş çaplı çevresel tahribatı kapsayan durumlarda gündeme geliyor.

İsrail Saldırıları Ekolojil Yıkımı Beraberinde Getirdi

İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana devam eden Gazze saldırıları, bölgede sadece insan kayıplarına değil, aynı zamanda ekolojik bir felakete yol açtı. Bölgeye 70 bin ton bomba atıldığı açıklanırken, bu bombalar arasında fosfor bombaları gibi uluslararası hukuk tarafından yasaklanmış silahlar da bulunuyor. Fosfor bombalarının çevreye verdiği zarar, su kaynaklarının kirlenmesi, toprağın ve bitki örtüsünün yok edilmesi gibi ciddi sonuçlar doğuruyor.

Beytüllahim Üniversitesi Filistin Enstitüsü Biyoçeşitlilik ve Sürdürülebilirlik Merkezi Başkanı Prof. Dr. Mazin Qumsiyeh, bölgedeki tarım arazilerinin yaklaşık yüzde 70’inin zarar gördüğünü belirtti. Qumsiyeh’e göre, su akiferleri de bu saldırılardan geri dönüşü olmayan şekilde etkilenmiş durumda.

Gazze’deki Tarım Arazilerinin Tahribatı

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve BM Eğitim ve Araştırma Enstitüsü’nün (UNITAR) ortak çalışmaları, Gazze'deki tarım arazilerinde ciddi bir verim kaybı yaşandığını ortaya koydu. Haziran 2024 itibarıyla bölgedeki tarım arazilerinin yüzde 63’ünde verimin azaldığı belirlendi. Özellikle kuzey Gazze ve Gazze kenti gibi bölgelerde büyük çaplı tarımsal alanlar yok oldu. Bu durum, bölge halkının gıda güvenliğini de tehlikeye sokuyor.

Yaşanmaz Hale Geldi

Saldırılar sonrası bölgedeki altyapının kullanılamaz hale gelmesi, çöplerin birikmesine neden oldu. Hollanda merkezli bir sivil toplum kuruluşu olan PAX for Peace tarafından yayımlanan rapora göre, savaş sonrası Gazze'de 225 büyük çöp sahası tespit edildi. Bu sahalardaki atıkların yakılması, hava kirliliğini artırırken bulaşıcı hastalıkların yayılma riskini de beraberinde getiriyor.

Biyoçeşitlilik Kaybı

Gazze’deki ekosistem de bu saldırılardan büyük ölçüde etkilendi. Bölgedeki 150 ila 200 kuş türü, nadir sürüngenler ve memeliler risk altında. Uzmanlar, bu biyolojik çeşitliliğin geri dönülemez şekilde tahrip edilmesinden endişe ediyor. İsrail’in saldırıları, bölgenin ekolojik dengesini kalıcı olarak bozma riski taşıyor.

Prof. Dr. Qumsiyeh, uluslararası hukukun bu konuda yetersiz kaldığını ve İsrail’in işlediği ekokırım suçlarının cezasız kaldığını belirtti. BM Güvenlik Konseyi’nde bazı ülkelerin veto hakkına sahip olması, bu tür suçların uluslararası arenada gündeme gelmesini zorlaştırıyor. Qumsiyeh, dünya genelinde daha fazla insanın bu konularda bilinçlendirilmesi gerektiğini vurgularken, boykot ve yaptırım gibi uygulamaların devreye sokulmasının önemine işaret ediyor.

Gazze’deki insanlık krizinin sadece bölgesel bir sorun olmadığını, küresel barış ve güvenliği tehdit ettiğini ifade eden Qumsiyeh, dünya liderlerinin bu konuya acilen eğilmesi gerektiğini belirtti.

Kaynak: Anadolu Ajansı