Eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, sosyal medyada yaptığı bir paylaşımda, mevcut Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın seçimleri neden büyük bir farkla kazandığına dair görüşlerini açıkladı.

Gökçek’in açıklamaları, kendi başkanlık dönemi ile Mansur Yavaş döneminde yapılan sosyal yardımları karşılaştırdığı bir gönderinin altında bir kullanıcının sorusuna yanıt olarak geldi. Kullanıcı, Gökçek'e “İyi de Başkanım bu Yavaş nasıl yüzde 30 farkla başkan seçiliyor?” sorusunu yöneltti.

Melih Gökçek, Mansur Yavaş’ın seçimleri büyük bir farkla kazanmasının arkasında, seçmenlerin Yavaş’ın gerçek yüzünü görememesi ve onun söylemlerine inanmalarının yattığını öne sürdü. Gökçek, Mansur Yavaş’ın vaatlerinin ve yaptığı açıklamaların rakipleri tarafından yeterince sorgulanmadığını ve bu durumun Yavaş’ın lehine bir ortam yarattığını iddia etti.

Eski Milli Eğitim Bakanı'ndan Gezi olaylarıyla ilgili dikkat çeken açıklama: "AK Parti için dönüm noktasıydı" Eski Milli Eğitim Bakanı'ndan Gezi olaylarıyla ilgili dikkat çeken açıklama: "AK Parti için dönüm noktasıydı"

Gökçek ayrıca, Mansur Yavaş’ın seçim sürecinde yoğun bir reklam kampanyası yürüttüğünü ve bu kampanyalar için milyonlarca lira harcandığını belirtti. Yavaş’ın caddelerde, bulvarlarda geniş çaplı reklam çalışmaları yürüttüğünü ve bu çalışmaların seçmenler üzerinde etkili olduğunu savundu.

Melih Gökçek’in açıklamalarında dikkat çeken bir diğer nokta ise, Mansur Yavaş’ın seçim kampanyası sırasında yapılan sosyal yardımlar ve hediye dağıtımlarıydı. Gökçek, Yavaş’ın seçim döneminde vatandaşlara market kartları ve çeşitli hediyeler dağıttığını, berberlere tarak ve makas gibi malzemeler verdiğini ve muhtarlara kolilerle yardım yaptığını öne sürdü. Ayrıca, Beypazarı’ndaki seçmenleri kazanmak için yaklaşık 1800 kişinin işe alındığını iddia etti.

Gökçek, bu tür yardımların ve hediyelerin seçim sürecinde önemli bir rol oynadığını ve Mansur Yavaş’ın bu sayede büyük bir oy farkı elde ettiğini savundu. Ancak, bu yardımların ve seçim sürecindeki diğer faaliyetlerin yeterince sorgulanmadığını ve medyada yeterince ele alınmadığını belirtti.

Muhabir: Bünyamin Altıntaş