Sezgin Tanrıkulu, saldırılarla ilgili İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın yanıtlaması talebiyle bir soru önergesi verdi. Önergesinde, saldırganların silah ve ses bombalarını nasıl temin ettiklerini ve saldırılara ilişkin etkin bir soruşturma yürütülüp yürütülmediğini sorguladı.
“YARGI MAKAMLARI TARAFINDAN ETKİN BİÇİMDE SORUŞTURULMADI”
Tanrıkulu, önergesinin gerekçesinde, Diyarbakır'da son zamanlarda artan siyasi ve ideolojik temelli korkutma ve tehditlerin kamuoyunda endişe yarattığını belirtti. 12 Temmuz’da Suriçi bölgesindeki Karga ve Hewş kafelere düzenlenen silahlı ve ses bombalı saldırıya dikkat çeken Tanrıkulu, şu ifadeleri aktardı:
"Diyarbakır’da son 3 ayda, dans okulu etkinliğine, özel mülkiyetinde yer alan sosyal alanlarında zaman geçiren yurttaşlarımıza, kamusal alana dahil restoranlarda ve kafeteryalarda zaman geçiren vatandaşlarımıza dönük tekbir getirerek düzenlenen sözlü ve fiziksel saldırılar her türlü şikayete rağmen güvenlik güçleri tarafından görmezden gelinmiş ve Yargı makamlarınca da etkin biçimde soruşturulmamıştır”
“KİMLİKLERİ AÇIKÇA BELLİ OLAN BU ŞAHISLARA MÜDAHALE EDİLMEDİ”
Tanrıkulu, saldırganların kimliklerinin belli olmasına rağmen anında müdahale edilmediğini, gözaltına alınanların kısa sürede serbest bırakıldığını ifade ederek, bu durumun kamuoyunda saldırganların korunduğu düşüncesini pekiştirdiğini belirtti. 12 Temmuz 2024 tarihinde gerçekleşen saldırı öncesinde kafeterya işletmecilerinin tehdit aldıklarını ve bu durumu güvenlik güçlerine bildirdiklerini hatırlatan Tanrıkulu, ancak tehdit eden ve saldırıyı gerçekleştiren şahıslar hakkında herhangi bir işlem yapılmadığının kamuoyuna yansıdığını ifade etti.
“BU FAALİYETLERİ GERÇEKLEŞTİRENLER GÖRMEZDEN GELİNDİ”
Tanrıkulu, konuşmasını şöyle bitirdi:
"Bu eylemleri gerçekleştirenlerin Anayasaya, Anayasada yer alan kurumlara karşı yasa dışı faaliyet içinde oldukları, güvenlik güçlerinin her düzeydeki birimlerinin bu faaliyetleri gerçekleştirenleri görmezden geldikleri, korudukları, hoşgörü gösterdikleri ve Yargı makamlarının da etkin soruşturma yürütmedikleri, Diyarbakır’daki meslek örgütlerinde, sivil toplum kuruluşlarında ve yurttaşlarımızda yaygın kanaat olarak bulunmaktadır”
