Dursun ERKILIÇ

Çok sayıda sivil toplum kuruluşunun iş birliği ile düzenlenen “İnsan Hakları Perspektifinden 6 Şubat Depremleri Konferansı” Türkiye Barolar Birliği'nde gerçekleştirildi. Konferansta anlamlı mesajlar verildi.

HÜSEYİN CAN GÜNER DE KATILDI

Toplantının katılımcılarından Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Can Güner, açılışta yaptığı konuşmada, “Bundan sonra böylesi felaketlerin yaşanmaması için yerel ve merkezi yönetimlerin, kamu kurum ve kuruluşlarının, sivil toplum kuruluşlarının, akademisyenlerin, yurttaşların toplumun her kesiminin üzerine düşen sorumlulukları var” dedi.

Çankaya Belediyesinin iş birlikçilerinden olduğu konferans birçok sivil toplum kuruluşunun ortaklığıyla düzenlendi.

Konferansta, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından barınma, eğitim ve sağlık alanlarında yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri alanında uzman isimlerin katkılarıyla masaya yatırıldı.

PEK ÇOK ALANDA TIKANMIŞLIK VAR

Başkan Güner, konferansın alt başlığı olan ‘tıkanmışlık’ konusuna vurgu yaparak şöyle devam etti:

“Gerçekten yıllardır ülkede pek çok alanda tıkanmışlığı yaşıyoruz. Bu salonda bulunan pek çok kişi de aslında buna karşı mücadele eden, sahada olan ve kendi kurumlarında ya da kendi alanlarında tıkanıklığı aşma mücadelesi veren kişiler.”

Güner “6 Şubat depremi, bizlere felaketin boyutunun bu kadar büyük olabileceği bir başka tıkanmışlığı da yaşayabileceğimizi öğretti, gösterdi” dediği konuşmasın şöyle sürdürdü:

“Depremin olduğu dönem, bugüne kadar pek çok alanda devlete ihtiyaç duyan yurttaşların, onların hukukunu koruması ve haklarını gözetmesi için devletin var olmasını dilediği bir dönemdi. Ancak felaketin boyutunun bu derece büyük olmasıyla yurttaşların da beklentilerinin arttığı bir süreç oldu. Devlet o gün orada olmayacaktıysa ne zaman olacaktı? Maalesef o gün insanlar, deprem bölgesinde acı ve çaresizliğin bir arada olduğu büyük bir dram yaşadı.

Bundan sonra böylesi felaketlerin yaşanmamasını bundan sonra yaşanabilecek benzer felaketlerde de kayıpların minimumda kalmasını temenni ediyorum ama bu sadece temenni ile olacak bir şey de değil. Bunun çözümü için yerel ve merkezi yönetimlerin, kamu kurum ve kuruluşlarının, sivil toplum kuruluşlarının, akademisyenlerin, yurttaşların toplumun her kesiminin üzerine düşen sorumlulukları var.”

ÖNCE YAŞAM HAKKI ARAYIŞI

Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Can Güner, “Depremden sonra kamuoyunda işin mali yönlerinin, binaların fiziksel yıkımlarının ortadan kaldırılması, yeniden inşa sürecinin konuşulduğu bir dönem geçirdik. Ama şunu da unutmamak gerekiyor, ‘İnsan Hakları Perspektifinden’ o gün yurttaşlar, en önce yaşam hakkı arayışındaydı. Zamanla barınma, eğitim, sağlık, çevre hakkı ön plana çıktı. Sularına kanalizasyon karışmış bir yerde susuz kalan insanları düşünün. Sağlık hakkının bu denli önemli olduğunu aslında en çok orada hissediyor yurttaşlarımız” diyerek şunları söyledi:

İNSAN HAKLARI İÇİN MÜCADELE

"İnsan haklarının, temel hak ve hürriyetlerin pek çok alanında bir mağduriyet ve yürütülmesi gereken bir mücadele var. TBB, benim de mensubu olmaktan gurur duyduğum meslek örgütümüz, diğer demokratik kitle örgütleriyle birlikte yıllardır insan hakları mücadelesinde, temel hak ve hürriyet arayışında, hakların korunması ve geliştirilmesinde öncülük ediyor. Bugün özellikle bu konferansın düzenlenmesi de tarihi bir adım olmuştur. Bu nedenle TBB yönetimimize ve ayrıca düzenleyici, destekleyici ve katılımcı tüm kurum ve kuruluşlarımıza, bugün katkı sunmak üzere bizlerle birlikte olan saygıdeğer hocalarımıza, dinlemek üzere gelen kıymetli konuklara teşekkür ediyorum. Bir daha böyle acılar yaşamayacağımız günlerde buluşmak dileğiyle, saygılar sunuyorum."

Alman anne ve kızı Çankırı'da Müslüman oldu Alman anne ve kızı Çankırı'da Müslüman oldu

PROF. DR. RUŞEN KELEŞ ONUR KONUĞUYDU

Konferansın onur konuğu Prof. Dr. Ruşen Keleş konuşmasında, ''Afetlerden sonra alınması gereken birtakım adımlar oldu. Ama afetlerden önce atılması gereken birtakım adımlar da elbette var'' dedi. Keleş, 6 Şubat depremlerinde yıkıma uğrayan illere, Almanya’dan gönderilen yardımın asker ve jandarmadan daha erken ulaştığına dikkat çekti. Kentleşmenin niteliği, biçimi, özellikleri, yapı, nüfus yoğunluğuna göre olması gerektiğini belirten Keleş, İstanbul ve çevresindeki nüfus yoğunluğu, imar affı, dere yataklarındaki yapılara izin verilmesi gibi yanlışların depremde felaketlere yol açacağını hatırlattı.

Muhabir: Dursun Erkılıç