Son zamanlarda arama motorlarında sık sık karşılaştığımız isimlerden biri de Dursun Fakih. Osmanlı İmparatorluğunun kuruluş yıllarına damgasını vuran isimlerden biri olan Dursun Fakih'in kim olduğu merak ediliyor.

Özge Mumcu kimdir? Uğur Mumcu'nun kızı mı? Özge Mumcu kimdir? Uğur Mumcu'nun kızı mı?

Dursun Fakih Kimdir?

Dursun Fakih, Osmanlı'nın kuruluş döneminde yaşamış önemli bir bilgin, hukukçu ve şair olarak bilinmektedir. Aynı zamanda; Şeyh Edebali'nin damadı ve Osman Gazi'nin bacanağıdır.

Osmanlı'nın İlk Kadısı ve İmam-Hatibi

Dursun Fakih, Osmanlı Devleti'nin ilk kadısı ve imam-hatibi olarak tanınmaktadır. Osman Gazi adına ilk hutbeyi okuyan kişidir. Bu hutbe, Osmanlı Beyliği'nin bağımsızlığının ilanı açısından büyük önem taşımaktadır. Karacaşehir’in fethinden sonra, buraya kadı ve kiliseden çevrilen camiye imam olarak atanmıştır. Bu görevler, Dursun Fakih'e Osmanlı Devleti'nin ilk imam-hatibi ve kadısı unvanlarını kazandırmıştır.

Hayatı ve Eğitim Yılları

Dursun Fakih’in hayatı hakkında fazla bilgi bulunmamaktadır. 13. yüzyıl sonlarında Karacahisar-Eskişehir civarında bulunduğu bilinmektedir. Bazı kaynaklarda Karamanlı olduğu belirtilse de, doğum yeri kesin olarak bilinmemektedir. Şeyh Edebali’ye mürit olarak ondan tefsir, hadis ve fıkıh dersleri almıştır. Daha sonra Şeyh Edebali'nin kızıyla evlenmiş ve Osman Gazi döneminde çeşitli savaşlarda gazilere imamlık yapmıştır.

Eserleri ve Şairliği

Dursun Fakih, alim ve hukukçu olmasının yanı sıra, şair kimliğiyle de tanınmaktadır. Gazavatname tarzında yazdığı üç manzum eseri günümüze ulaşmıştır. Bu eserler: "Gazâvat-ı Resûlullâh" ya da "Kıssa'-i Mukaffâ", "Cumhûr-nâme" ve "Muhammed Hanefî Cengi"dir. Ayrıca, peygamberin mucizelerini konu alan "Hz. Peygamber Ebu Cehil ile Güreş Tuttuğudur" adlı bir mesnevisi de vardır. Bu eserler, Eski Anadolu Türkçesi ile yazılmış olup, savaş ve dini temaları işlemektedir.

Ölümü ve Mirası

Dursun Fakih'in ölüm tarihi kesin olarak bilinmemektedir. 14. yüzyılın ilk yarısında vefat ettiği düşünülmektedir. Kabri, Bilecik'te Şeyh Edebâli Zaviyesi'nde yer almaktadır. Ayrıca Karacahisar'da ve Söğüt'ün Küre beldesi yakınlarında ona atfedilen türbeler de mevcuttur.

Osman Gazi Adına İlk Hutbeyi Okumuştur

Karacahisar’ın fethinden sonra Osman Gazi adına ilk hutbeyi okuması, Aşıkpaşaoğlu tarihinde detaylıca şöyle anlatılır:

"Karacaşehir alınınca, Cuma namazı kılalım ve bir kadı isteyelim dediler. Dursun Fakih derler bir aziz kişi vardı. O halka imamlık ederdi. Hallerini ona söylediler. O da gelip Osman Gazi'nin kayın atası Edebali'ye söyledi. Daha söz bitmeden Osman Gazi geldi. Sorup isteklerini bildi. Size ne lazımsa onu yapın dedi. Dursun Fakih, Hanım! Sultan'dan izin gerektir dedi. Osman Gazi dedi ki: Bu şehri ben kendi kılıcımla aldım, bunda sultanın ne dahli var ki ondan izin alayım? Ona sultanlık veren Allah bana da gaza ile hanlık verdi. Eğer minneti şu sancak ise, ben kendim dahi sancak kaldırıp kafirlerle uğraştım. Eğer o, ben Selçuk Hanedanındanım derse, ben de Gökalp oğluyum derim. Eğer bu ülkeye ben onlardan önce geldim derse, Süleyman Şah dedem de ondan önce geldi. Halk razı oldu. Kadılığı ve hatipliği Dursun Fakih'e verdiler. Cuma Hutbesi ilk önce Karacaşehir'de okundu. Bayram namazını orada kıldılar. Bunun tarihi hicretin 699'unda vaki oldu."

Oruç Bey tarihinde ise bu olay şöyle anlatılmaktadır:

"Osman Gazi önce gelip Bilecik'i ve İnegöl'ü fethetti. Osman Gazi'nin ilk Cuma namazını Karahşehir'ı aldıkta Dursun Fakih derlerdi bir kişi vardı, o kıldı. İlk önce Osman adına hutbeyi o okudu. Bayram namazını da kıldı."
Muhabir: Haber Bülteni