Film gösterimi öncesinde, deneyimli gazeteci ve televizyon programcısı Figen Balcı’yla gazetecilik mesleğinde ünlülerle nasıl ilişki kurulabildiği ve ünlü isimlerle söyleşilerde dikkat edilmesi gereken hususlar üzerine söyleşi gerçekleştirildi. Uzun yıllar TRT ekranında ünlü konuklarıyla pek çok program hazırlayan Figen Balcı’nın bu isimlerle görüşmelerine nasıl hazırlandığı, gazetecilik mesleği açısından hangi noktalara dikkat ettiği ele alındı.

GAZETECİ DEMEK ARAŞTIRMACI DEMEK

Sahada uzun yıllar muhabirlik yaptığını, TRT muhabirliğinden sonra ihtisas muhabirliğini sağlık muhabiri olarak sürdürdüğünü ve daha sonra da sağlık programları hazırlayıp sunmakla devam ettirdiğini belirten Figen Balcı, kariyerini DOB Basın Halkla ilişkiler koordinatörü olarak devam ettirdiğini söyledi.

“Gazeteci demek aslında araştırmacı demektir.” diyen Balcı, söyleşinin devamında şu açıklamalarda bulundu: “Gazeteci ders çalışan demektir bana göre ve ben dersime hep iyi çalıştım. Konuklarımın her şeyini araştırdım. Tuttuğu takımdan sevdiği yemeğe kadar, eşi ne iş yapar, kaç çocuğu var, nerede oturuyor, arabası ne? Yani bulabildiğim bütün detayları toplarım. Bunlar belki önce çok saçma geliyor. Ama neden? Çünkü bir sıcak iletişim kurmak röportajın kalitesini çok artırıyor.  

Depremzede çocuğa koruyucu aile Depremzede çocuğa koruyucu aile

Ünlülerle röportaj bizi niye geriyor? Çünkü toplumun önünde herkes onlara ulaşmaya çalışıyor, herkes konuşmaya çalışıyor. Bir bakıyorsun yanı başında çok ünlü bir isim. Ünlülerle röportaj aslında iki tarafın da yararına. Gazeteci olarak bir ünlüyle röportaj yapıp iyi bir iş yapmış oluyoruz. Ama o ünlü de bizim sayemizde ünlü oluyor. Yani basın olmazsa zaten nasıl ünlü olacak? Dolayısıyla bunu böyle düşününce biraz rahatlayabiliyoruz.

Bir ünlüyle röportaj yapacaksam orada ulaşmak istediğim bir sonuç olabilir. Genel bir sohbet de olabilir bu. O genel sohbetin içinde bir flaş muhakkak çıkacaktır. Yani her röportajın aynen haber gibi bir flaşı oluyor mutlaka, onu da konuşmanın akışı belirliyor. Yani oradan flaş bir cümle çıkıyor. Çok ilginç bir söz söylüyor ve röportajı işte öyle satıyoruz, tabiri caizse. Sonuçta bir marketing var içerisinde. Yani her yaptığımız işin sonucunda aslında bir pazarlama da var, boşu boşuna yapmıyoruz. İzlenmek istiyoruz, okunmak istiyoruz, ilgi görmek istiyoruz, ünlü olmak istiyoruz, hepimiz mesleğimizde bir yer edinmek istiyoruz. Zaten bunun için çabalıyoruz.”

EVET-HAYIR YANITI EN ZOR MESELE

Röportaj yaparken muhabirleri en çok zorlayan meselenin konuğun sorulara evet ya da hayır yanıtı vermesi olduğunu belirten Balcı, “TRT’de aldığımız eğitimlerde konuğumuza evet ya da hayır diyeceği sorular sormamamız gerektiği anlatıldı. Yani sormamaya gayret etmelisiniz. Olabilir, insanız, sorabiliriz, ilk sorumuz öyle olur, hemen bir başka soruyla açmak lazım.” 

KONUKLA ARANIZDAKİ MESAFE İYİ AYARLANMALI

“Gazeteci Faruk Bildirici’ye atıfla kullanmak istediğim bir tanım var. Gazetecilik temas ve mesafe mesleğidir. Aslında Le Monde gazetesinin kurucusu olan kişinin sözü, bunu çok sık duayenlerimiz kullandı. Bu da bizim rehber cümlelerimizden biri olmalı bence. Çok yakın olabiliriz, çok çok yakın, fakat arada mutlaka incecik bir cam olmalı. Yani tam bir teması ben etik olarak doğru bulmuyorum. Öyle arkadaşlarım, konuklarım olmadı mı? Oldu. O mesafeyi mutlaka korumak lazım. Ölçülü olmakta fayda var.”

SAĞLIK PROGRAMI VE DOKTORLUK

“Mesleğiniz sizin hayatınıza, ailenizin hayatına sirayet edebiliyor. Örneğin ben yıllarca sağlık programı yaptım. Belki onun da etkisiyle kızım doktor oldu.” 

GAZETECİYLE RÖPORTAJ KONUĞU ARASINDA SONRADAN GELİŞEN DOSTLUK

A Beautiful Day in the Neighborhood – Mahallede Güzel Bir Gün filmi özeti: ABD’nin çocuk programlarıyla ünlü ismi Fred Rogers (Tom Hanks) ile sonrasında röportajlarıyla ödüller alacak olan Tom Junod (Matthew Rhys) arasındaki arkadaşlık ilişkisi aktarılıyor. Junod’un Esquire dergisi için Rogers ile röportaj yapmakla görevlendirilmesi üzerine nasıl bir süreç yaşandığı anlatılıyor.

Muhabir: Necdet Gürsoy