Zorlu, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Bakan Uraloğlu’nun kişisel veri sızıntısıyla ilgili ifadelerine değindi. Zorlu, pandemi döneminde gerçekleşen bu olayın, devletin vatandaşlarının mahremiyetini yeterince koruyamadığını gösterdiğini belirtti. Özellikle bu tür olayların ciddi bir güvenlik açığı olduğunu vurgulayan Zorlu, vatandaşların özel bilgilerinin güvenliğinin sağlanmasının devletin birinci önceliği olması gerektiğini ifade etti.
Zorlu'nun Soru Önergesine Yanıt ve Çelişki
İYİ Parti Milletvekili Zorlu, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın, 8 Eylül’de kendisinin verdiği bir soru önergesine verdiği cevaba da dikkat çekti. Yerlikaya, “MERNİS’in de içinde bulunduğu tüm sistemler için uluslararası akreditasyona sahip farklı firmalara her yıl güvenlik testi yaptırılmaktadır. Bu testlerin sonucunda söz konusu sistemlerde herhangi bir güvenlik zafiyetinin olmadığı tespit edilmiştir” ifadelerini kullanmıştı. Ancak Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu'nun açıklamasıyla bu cevabın çeliştiğini belirten Zorlu, devletin kendi içinde koordinasyon eksikliği olduğunu ve bu durumun büyük bir zafiyetin işareti olduğunu savundu.
Devletin Güvenlik Açıkları Endişe Verici
Zorlu, söz konusu çelişkinin devletin farklı bakanlıkları arasındaki koordinasyon eksikliğini veya yanlış bilgilendirmeyi gözler önüne serdiğini ifade etti. Vatandaşların güvenliğinin tehlikede olduğu bir durumda böyle önemli bilgilerin çalınmasının kabul edilemez olduğunu vurgulayan Zorlu, yetkililerin bu konuda acil adımlar atması gerektiğinin altını çizdi. Zorlu, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
"Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Sayın Abdulkadir Uraloğlu'nun 85 milyon yurttaşın kimlik bilgilerinin çalındığını doğrulaması, tam anlamıyla bir fiyasko. Pandemi döneminde yaşanan bu skandal, vatandaşların mahremiyetinin korunması konusundaki yetersizliği gözler önüne seriyor. Ayrıca bu iddiaları Milletim adına bir soru önergesi ile sormuş ve 'kimlik bilgilerini içeren MERNİS ve diğer sistemlerin uluslararası akreditasyona sahip firmalarca kontrol edildiği ve herhangi bir sızmaya rastlanmadığını' şeklindeki cevabı sizlerle paylaşmıştım. Bu duruma verilen cevap ve gelinen noktaya bakıldığında, devletin Bakanlıkları arasında asgari işrbiliğinin olmayışı ya da yanlış bilgilendirmenin ispatıdır. Güvenliğimizin tehlikede olduğu bir durumda, bu tür bilgilerin ele geçirilmesi asla kabul edilemez."