"Tarikatçı dekan istemiyoruz" diyen öğrencilere ve il başkanına suç duyurusu "Tarikatçı dekan istemiyoruz" diyen öğrencilere ve il başkanına suç duyurusu
Çoşkun, “iklim krizi üzerinden karbonu düşmanlaştırarak insanların temel ihtiyaçlarına varana kısıtlamayı planlıyorlar. Hayatımızın her alanına saldırı demektir bu.” diyerek “Karbon ayak izi projesinin insanlığı kontrol etmek için bir plan olduğunu aktardı.Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in Karbon vergisi açıklamasının yankıları sürerken, AK Parti Ekonomi İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan raporda Karbon Vergisinin Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı, Paris İklim Antlaşması hedefi olan sıcaklık artışını 2 derecenin altında tutma hedefinin parçası olduğunu belirtildi. Sosyal medyada karbon vergisi tartışmaları yaşanırken Milat Gazetesi Köşe yazarı Ufuk Coşkun karbon vergisi projesinin iç yüzünü anlattı.Coşkun yazısında Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) karbon ayak izi üzerinden dünya çapındaki vergi mükelleflerinin ceplerinden 104 milyar doları aldığını belirterek, “Bu yüzdendir “karbon ayak izi” dedikleri ilginç bir yöntem geliştirdiler. Asıl amaç merkez bankası dijital para birimleri ve alternatif proteinler aracılığıyla insanlığı kontrol etmektir.” İfadelerini kullandı.İşte, Ufuk Coşkun’un karbon ayak izi projesi ile ilgili yazdığı dikkat çeken yazısı:Geçenlerde Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Karbon ayak izinin vergilendirilmesi gerekiyor” dedi. Elbette Mehmet Şimşek’in yeni bir icadı ya da bulduğu bir yöntem değil bu. Yani durduk yerde karbonun vergilendirilmesi gerektiğini söylemedi.Bakınız WEF, geçen yıl karbon vergileri yoluyla dünya çapındaki vergi mükelleflerinin ceplerinden 104 milyar doları almakla övünüyordu.Nasıl ticari zekâ ama! Çünkü WEF, mezun ettiği genç küresel liderlerine dünya çapında ulusal vergi politikalarını düzenlemeyi dikte eden yeni bir vergi modelini hayata geçirmeyi planlıyordu.Bu karbonun fiyatlandırılması anlamına geliyor. Hatta karbonun fiyatlandırması meselesi DAVOS’ta konuşuldu ve herhangi bir borsa veya bankacılık sisteminden daha karlı bir seçenek gibi duruyor denilmişti.Bu yüzden Finlandiya, İzlanda, Norveç, İsveç, Danimarka, Estonya, Letonya, İrlanda, Slovenya, İsviçre, Polonya, Portekiz, Birleşik Krallık, Meksika, Kolombiya, Şili, Hindistan ve Japonya gibi ülkeler çoktan bu talimata uydular bile!Size daha beterini söyleyeyim; aslında onlar gıda ve enerjinin kontrolünün insanlığı kontrol etmek olduğunu çok iyi biliyorlar. O yüzden sözde iklim krizi üzerinden karbonu düşmanlaştırarak insanların temel ihtiyaçlarına varana kısıtlamayı planlıyorlar. Hayatımızın her alanına saldırı demektir bu.Oysa karbon vergilerinin havayı değiştirdiğine veya emisyonları etkilediğine dair hiçbir kanıt da yok. Dünya Ekonomik Forumu, 22 Mayıs 2024’de yayınladığı gıda inovasyonu raporunda, “Hükümetler, alternatif proteinler geliştirmek ve teşvik etmek ve zamanımızın en büyük küresel zorluklarından birine çözüm bulmak için liderlik rolü üstlenmeli” deniliyordu.Bunu da sözde iklim değişikliğinin yarattığı zorlukların üstesinden gelmek için yapıyorlar! Bu yüzdendir ki “karbon ayak izi” dedikleri ilginç bir yöntem geliştirdiler. Asıl amaç merkez bankası dijital para birimleri ve alternatif proteinler aracılığıyla insanlığı kontrol etmektir.2022 Davos toplantısında Alibaba Grubu başkanı J. Michael Evans, “Teknoloji aracılığıyla tüketicilerin kendi karbon ayak izlerini ölçme yeteneğini geliştiriyoruz. Nereye seyahat ediyorlar, nasıl seyahat ediyorlar, ne yiyorlar, platformda ne tüketiyorlar…” türünden bilim kurgu film senaryolarını aratmayacak bir konuşma yapmıştı.ABD’nin başkan yardımcılığını yapan, Al Gore de eski Google CEO'su Eric Schmidt tarafından desteklenen "Climate TRACE" adlı bir oluşumun başında. Ve bu adam, iklim polislerinden bahsediyor!Ülkelerin, şirketlerin ve hatta bireylerin “sorumlu tutulabilmesi” için iklim suçlularına ilişkin raporların hazırlanacağını söylüyor.Bizim medya insan hayatını derinden etkileyecek olan bu tür açıklamaları tartışmaz Anlayacağınız karbon ayak izi takipçisi ile sosyal kredi sistemine benzer şekilde itaat edeni ödüllendirme yanlış yapanı da cezalandırma yoluna gidecekler.Bakınız kuantum mekaniği üzerine yaptığı çalışmalarla 2022 Nobel Fizik Ödülü'nü kazanan John F. Clauser, bizlere bahsedildiği gibi gerçek bir iklim krizinin olmadığını ve iklim değişikliğinin aşırı hava olaylarına neden olmadığını söylüyor.Kovid sürecinde olduğu gibi karbon meselesinde de gerçek bilim adamlarını sansürlüyorlar. Çünkü gerçek bilim adamları hakikati olduğu gibi haykırıyor.“CLINTEL Group” adı altında bir araya gelen 1400 bilim adamı da şöyle diyor; “Karbondioksit kirletici değildir. Dünyadaki tüm yaşam için gereklidir. Fotosentez bir nimettir. Daha fazla karbondioksit doğa için faydalıdır, Dünya'yı yeşillendirir.”Kısacası karbonu düşmanlaştıran ve vergilendiren zihniyet, Klaus Schwab’ın “büyük sıfırlama” planının bir parçasıdır. Türk milleti buna ortak edilmemelidir.
Kaynak: Milat Gazetesi