Bağ ve bostan sezonu başladı, başladı da çiftçi ne yapacak?... Köylerin çoğunda yaz aylarında su sorunu var, suları akmayan kesilen suyu yetersiz köylerimiz var, başta Ataköy gibi diğer köylerin yazın susuzluktan durumu içler acısı. Bu sene bir de kuraklık olacak. Köylüler yazın susuzluktan ne yapacak? İnşallah Büyükşehir Belediyesi yetkilileri kafa yoruyorlardır. Kışın çamur, yazın toz ve susuzluk köylünün kaderi olmamalı. Yolları olmayan grup köyler var, köstebek deliği gibi, araçlar bu yollarda döküldü bozuldu. Şimdi Ankara'da lüks villa ve sitelerin yeşil alanları sabah ve akşam sulanırken, benim garip köylüm evinin çeperine, harımına, bahçasına bir karık bostan ekemeyecek, çoluğunun çocuğunun nafakası için bir soğan yetiştiremeyecek çünkü içmeye suları yok. Geç gelen adalet, adalet değildir, her vatandaş eşit hizmet almak zorundadır, bu Anayasal haktır!.. Ankara'nın lüks semtleri hizmete doysun, benim köylerim gelişmesin, toz, çamur ve susuzluktan kırılsın, gelinlerimiz kızlarımız ellerinde su bidonları ile çeşmelerden sabah akşam su taşısın, hak mı bu? Dış mahallelerimizin, altyapı ve üstyapı sorunları var, yetkililerin bu sorunları tespit edip projelendirip, bir an evvel hizmet için kollarını sıvaması gerekmektedir, seçime şunun şurasında ne kaldı.

Eskiden üzüm bağları vardı, bu bağlardan kuş sesleri eksik olmazdı, bu bağların yerinde yeller esiyor. Haymana koruguyla meşhurdu! Koruk suyuna hasret kaldık, çünkü üzüm yetişmiyor. Kırsal kalkınma ve İlçe Tarım Müdürlüğümüz bağların tekrar yeşermesi için bir proje düzenlese ve çiftçilerimize maddi destek ve ziraat mühendisi tahsis etse güzel olmaz mıydı? O bağlarda eskiden olduğu gibi üzümler yetişse, yöremizin kendi pekmez markası, sirke markası olsa dünyaya ihraç etsek güzel olmaz mıydı? Bunların hayallerini kurmak bile çok güzel, her zaman ümit vardır, yeter ki hayal edin. Ankara ve çevresinde yetişen üzüm çeşitleri; Ankara’da çoğu sofralık olmak üzere çok sayıda üzüm çeşidi yetişmekteydi. Bunlardan Akbüzgülü, Bulut (Buludu), Çavuş, Değirmenci, Devegözü, Erolan, Fesleğen (Misket), Gülüzümü, Hevenk, Hocahasan, Kadın parmağı, Karagevrek, Keçimemesi, Nurnigar ve Tokat üzümleri sofralık; Hasandede, Kalecik Karası, Pekmezlik ve Songurlu (Sungurlu) üzümleri ise Ankara’da yetişen şaraplık-şıralık üzümlerdir. Olsa da yesek dediğinizi duyar gibiyim, inşallah o günlerde gelecek.

Üzüm birçok farklı şekilde kullanılabilen meyvelerden bir tanesidir. Bu sebeple de üzüm yetiştiriciliği yapan kişiler ürünlerini satmak için alıcı bulmakta zorlanmazlar. İlk olarak üzümler sofralarda direkt olarak tüketilebilir. Üzümün bu formu yaş üzüm olarak isimlendirilmektedir.

Üzüm kurutularak da rahatlıkla kullanılmaktadır. Kuru üzüm ebat olarak nispeten daha düşük seviyelerdedir. Birçok tatlının içerisinde kullanılır ve harika bir lezzet verir. Üzüm bağları çok fazla yağmur alan bölgelere kurulmamaktadır. Asma kökleri toprağın derinliklerine kadar uzanabildiği için hafifi yağmuru tolere edebilir. Özellikle sonbahar ve kış aylarında yağan yağmurlar bağlar için çok büyük bir problem oluşturmaz. Bağcılık için Haymana biçilmiş kaftan, tek eksiği devlet desteği ve kooperatifleşme buna da ilgili kurumlar destek olursa vatandaşımıza ve ilçemize yeni gelir kapısı ve iş imkanı açılmış olur. Allah'a ısmarladık, hoşça kalın...