Kamuoyunu meşgul eden yorucu ve sıkıcı bir seçimi daha geride bıraktık. Sandıktan demokrasi çıktı, hayırlı olsun. Kazananların neden kazanırken bu kadar zorlandığını oturup düşünmesi lazım.Kaybedenlerin ise neden sürekli kaybettiklerini düşünüp yapıştıkları o koltukları artık gençlere bırakması gerektiğini düşünsünler. Dünya nüfusu sürekli gençleşirken, neden Türkiye’de siyasetçiler torun sevme yaşında emekli olmaz siyaset yapar anlam veremiyorum. Normal vatandaşa bu yaşlarda bankalar kredi vermez iken, ehliyet alamaz iken, yapacakları bazı işlemlerde akıl sağlıkları hakkında rapor istenirken, bizdeki siyasiler iki binyıllık geleneği olan büyük bir devletin siyasetindeler? Bakalım önümüzdeki günlerde değişim dönüşüm olacak mı? Mebuslar seçildi meclise gitti, artık diğer seçime kadar gelen olmaz.Seçimin bitmesinin en güzel yanı sokaklarda ses ve gürültü kirliliğinin bir anda kesilmesi, afiş ve posterlerin kaldırılması. Ülke gündemi bir anda eski haline dönü veriyor, yokluk, yoksulluk, pahalılık, borçlar vd…

Günlük hayat rutinimiz başlıyor sanrılar, kaygılar bunların neticesi anksiyeteler artan psikolojik rahatsızlıklar elimizde kalanlar. Kahvehanelerde farklı sohbet gündemleri gelişecek, küslükler ve kırgınlıklar devam edecek. Ölsek bırakın tabutumuzu taşımayı baş sağlığı vermeyecek siyasiler için, kırmadık gönül küstürmedik, hısım, akraba bırakmadık. Takım taraftarı gibi bir birimizle didiştik, hatta hakaretler edildi, ötekileştirildik. Peki ya sonuç? Evli evine köylü köyüne, biz bize kaldık. Ben buradan aracılık edeyim küsler barışsın, kırdığımız kalpler için özür dileyip kucaklaşalım. Milletvekilleri maaşlarını alıyor, işleri tıkırında çocukları lüks yaşıyor ve en güzel okullarda, geçim dertleri yok peki ya siz? Tarla sürülecek mazot yok, hayvan yemi alınacak, çoban parası verilecek, esnafın kredi borcu ödenecek, arabadan ses geliyor her an yolda kalacak tamir parası yok. Kahveye, bakkala veresiye birikti nasıl ödenecek? Ama her şeyimiz seçim olmuştu, “bu parti kazansın, şu parti terörist, bu parti kadın düşmanı” eee ne oldu? Siyasetçiler kazandı biz kaybettik. Neyi mi kaybettik? Hayallerimizi, ümitlerimizi, kavga ettiğimiz arkadaşlarımızı, kalbini kırdığımız ötekileştirdiğimiz komşumuzu, değerlerimiz kaybettik.

Oy oranlarına bakıp, afet bölgesindeki mağdurlara bile başa kakıp hakaret edenler oldu. İnsan nasıl yönetilmek isterse öyle yöneticiler seçer bu demokrasinin gereğidir, fikirlere ve düşüncelere saygı duymak lazım. Sosyal medyanın ve görsel ve yazılı medyanın algı operasyonları ile seçim kızıştırıldı ve sonuç kırılan kalpler ve küsler oldu. Haydi kalkın kırdığınız kalpler için özür dileyin barışın, ölümlü dünya her gün birkaç kişi ölüyor bu ölenlerden bir tanesi biz olabiliriz, geç olmadan barışın. Seçim kazanılmış yada kaybedilmiş olabilir, biz insanlığımızı ve kardeşliğimizi kaybetmeyelim. Bırakın siyasetçiler siyaset yapsın, onlar keselerini doldurma peşinde biz kardeşliğimize, dostluğumuza akrabalığımıza sahip çıkalım. Biz bize kaldık, düğünlerde aynı halayın ucundan tutacağız, cenazelerde aynı tabutun ucundan tutacağız, gözler renklidir lakin gözyaşlarının rengi yoktur. “BİR NARSİSTİN CİNAYET GÜNLÜĞÜ” Romanıma göstermiş olduğunuz ilgi için teşekkür ederim, okumayanlar internetten alıp okuyabilir.

Allah’a ısmarladık hoşça kalın.