Haymanamız kaplıca suyu ve tarihiyle meşhurdur. İsmi ise; Hayme Hatun (Hayme Ana), Süleyman Şah'ın vefatının ardından aşiretin başına geçerek Anadolu topraklarını yurt edinmiştir. Zaman içinde Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat Aşireti Ankara civarında Karacadağ eteklerine yerleştirir. Bu Karacadağ eteklerine daha sonra kendisinin adı verilir ve bu ad zaman içerisinde, 'e' harfinin düşmesiyle "Haymana" olur. Başka bir iddiaya göre ise 'Haymana' isminin Farsça’da "çadır" anlamına gelen "hayme" adından geldiği ve Haymane bölgedeki bütün konar-göçerleri belirtmek amacıyla verilmiş isim olduğu, Osmanlı döneminde ilçenin bugün bulunduğu yerde “Ulu” (büyük) ve “Kiçi” (küçük) adlarıyla iki ayrı Haymane bulunduğu, bu kazaların birleşmesiyle yerleşim “iki Haymane” anlamına gelen “Haymaneteyn” olarak anılmaya başlandığıdır. İlçe nüfusunu Türkler ve 17. ila 19. yüzyıllarda buraya iskân edilen Türkmenler ve Kürt aşiretleri oluşturmaktadır.Haymana ve yöresi paleolitik çağlara uzanan bir geçmişe sahiptir. İlçenin değişik yörelerinde, özellikle Gavurkale Harabeleri’nde bulunan tarihî kalıntılar ve yapılan kazıların incelenmesiyle ilçe topraklarının Hititler, Frigyalılar, Persler, Galatlar, Romalılar ve Bizanslıların idaresinde kaldığı görülmektedir. MÖ 2000'lerde bölgeye Hititler, MÖ 1200 yılında Frigler, sonra Pers ve Makedon Krallığı egemenliğinde kalan yerleşim MÖ 3. yy civarlarında Galatlar’ın, MÖ. 25’te Roma egemenliğine alındı. 8. yüzyılda Arap akınlarına uğradı. Haymana Ovasında yapılan savaşta Arap orduları Bizans kuvvetlerini yenilgiye uğrattı. Bizanslılar’ın Anadolu’ya yeniden hâkim olmasıyla Haymana ve çevresi 1073 yılına kadar Bizans yönetiminde kaldı. Bu tarihte Türkler’in ele geçen bölge 1101 yılında Haçlı kuvvetlerince ele geçirildi. Haçlı seferleri ve sonrasında Bizans egemenliğinde bulunan yerleşim 1127 yılında yeniden Türkler’in denetimine geçti. Danişmendliler’in yerleştiği Haymana 1143 yılında Sultan I. Mesud döneminde Selçuklu denetimine girdi. Kösedağ Savaşı sonrasında 1304 yılında Ankara ile birlikte Haymana’da bir süre İlhanlılar’ın yönetimine geçmiş, Anadolu Selçuklular’ın da zayıflamasıyla kimi beylikler bağımsız hareket etmeye başlamıştır. 1354 yılında Orhan Gazi’nin oğlu Süleyman Paşa tarafından Ankara ile birlikte Osmanlı topraklarına katılan Haymana, 1402 yılında gerçekleşen Ankara Savaşı’na kadar Osmanlı yönetiminde kalmıştır. Yavuz Sultan Selim tarafından 1521 yılında yeniden Osmanlı topraklarına katıldı. Çaldıran Muharebesi’nden sonra Şeyhbızın aşireti Haymana topraklarına yerleştirildi.16. yüzyıl Osmanlı kaynaklarında Ankara sancağı içerisinde yer alan konar-göçer yurdu olarak anılmaktadır. 1523 tahririnde Haymana ovasında Karaman vilayetinden, Kırşehir, Dulkadirli, Adana, Bayburt, Germiyan, Bağdat ve şark vilayetlerinden gelenler görülmektedir. Celali isyanları devrinde Ankara’da olduğu gibi Haymana’da da nüfusta azalmalar meydana gelmiştir. 1859’da Ankara’yı ziyaret eden A.D. Mordtmann, bu tarihte Haymana’ya Kırım’dan gelen Tatar, Çerkez ve Kazakların yerleştirildiği belirtilmiştir. 18. ve 19. yüzyıllarda Haymana, Ankara sancağının 13 kazasından biri olarak kayıtlara geçmiştir.1880’lerde Haymana kazasının merkezi günümüz Polatlı ilçesine bağlı Sivri köyüydü. Rivayetlere göre Sivri köyündeki Hükûmet Konağı’nın yanmasından sonra ilçe merkezi günümüzdeki yerine, başka rivayete göre 1862 yılında Sivri’deki yangından sonra çeşitli köylere taşınan ilçe merkezi son olarak 1880 ya da 1888 yılında Hacı Göken Ağa’nın çiftliğinde bulunan, civar köy ve kasabaların kaplıcası olarak kullanılan ve “Yaban Hamam” olarak bilinen yerde kuruldu. Hükûmet Konağı’nın 1882 yılında tamamlanması nedeniyle yerleşimin kuruluş tarihi 1880 olarak kabul edilmektedir. O dönemde az sayıda Rum ve Ermeni’nin de yaşadığı Haymana’nın ilk belediye başkanı Rum kökenli Topal Petro’dur. 1881 yılında yapılan ilk nüfus sayımına göre nüfusu 23.328 Müslüman, 23 Rum ve 5 Ermeni, 1907 tarihli Ankara Vilayet Salnamesinde ilçe nüfusu 33.725 Müslüman, 153 Gayrimüslim olarak belirtilmiştir. (