Nereden nereye geldik, havası sert, suyu sıcak, insanı mert Haymana'm, tarım ve hayvancılık ile geçinen Haymana'm, 6360 sayılı kanun ile köylerimiz mahalle statüsüne kavuştu. Köylünün kendi imkanlarıyla çıkarıp köylerine getirdikleri su paralı oldu, çevre temizlik vergisi vs... Hayatımıza bir çok vergi girdi, devlet alan el oldu. Bize hizmet olarak ne kattı, bir kaç tane çöp bidonu kattı onu da İlçe belediyemiz kendi imkanlarıyla koydu, Köylerde görsel değişiklik olmadı. Mahallelerimizde ne alt yapı var ne üst yapı var, meralarımız bile ücretli oldu. Yollarımız köstebek yuvası gibi, arızalanan dökülen araçlarımız milli servet. Bir yağmur yağdığında tarla ve köy merkezlerini sel basıyor, dere ıslahı yok, güvenlik kameraları yok, köylerde bekçi yok, arazilerde otlaklar yok, sürü sahipleri ekinleri yayıyor (İzinsiz ekili tarım arazilerinde sürülerini otlatıyor), şehir su şebekesi ilaçlanmıyor, kanalizasyon vergisi var ama kanalizasyon yok, Büyükşehir Belediyesinin yangınlarda müdahale edecek itfaiyesi yok. Bölge şeflikleri oluşturulması lazım. Malumunuz hasat dönemi yaklaştı, tarla yangınlarını kim söndürecek, acil müdahale ekibi ve planı var mı? Köy içlerinde (madem mahalle) sokak işaret ve tabelası yok, kaldırım ve yol yok, trafik işaret ve tabelaları yok, kat mülkiyeti kanununa göre ev yok, mahalle içinde temizlik yok, temizlik işçisi yok, köylerin ilçeye resmi işleri ve alışverişi için belediye otobüsleri yok, köy sakinleri için sosyal yaşam merkezleri yok, çocuk oyun alanı, park, hobi atölyeleri, halı saha, yüzme havuzu vs.. yok, köy mezarlıklarında hizmet yok, iş imkanı yok, yok, yok... Peki sormazlar mı; bu hizmetleri vermek zorunda olan devlet kurumlarımız neden vermez? Bu kurumların yöneticileri siyasetçiler ve bürokratlar kul hakkına girmiyor mu? Peki bu hizmetlerin neden gelmediğini sorgulamayan bir toplum nasıl oluşturuldu? Bu hizmetlerin yerine getirilmediğini ben şahsım adına dile getirerek bu vebali kabullenmiyorum, taktir yöneticilerimizde.

Bir Siyaset Bilimci olarak analizim şudur; Yerel kendi içimizden bir milletvekilimiz olmadığı için T.B.M.M' de temsil edilmiyor, meclisin yolunu bile bilmiyoruz. Başkent'imizde üst düzey doğru düzgün bürokratlarımız yok. Hemşerilerimizin tercih ettikleri meslek guruplarına bakılırsa hizmet sektöründe, temizlik işçisi, özel güvenlik personeli, taksi, minibüs şoförü, pazarcı esnafı vs..

Üniversite mezunlarımız polis, asker oluyor. Bu meslek guruplarına da ihtiyacımız var ama hedefimiz kısıtlı. Öğrenilmiş çaresizlik sendromu yaşıyoruz. Ufkumuzu geniş tutalım. Çok zeki, akıllı, geleceğimiz gençlerimiz var. Bu gençlerin hayali Ulus’ta nam yapmak. “Haymana'lıyım” kelimesini korku ve bela ile özleştirme arzusu var. Buna televizyon dizi ve sinema filmlerinin de etkisi çok, gençliğimizi iyi eğitip ve öğretmeliyiz. Bu da ailede başlıyor. Haymana'm fırsat verildiğinde Ömer Özkan'ları olan Haymana'm ve nice değerleri olan dünyada ilkleri yaşatabiliriz.. Kültürel zenginliklerimiz ve değerlerimize sahip çıkarak, liderimiz Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın bize armağan ettiği demokrasi ışığında, hakkımızı kanun ve hukuk çerçevesinde arayıp sorgulamalıyız. Anayasal hakkımız olan adil ve eşit hizmet haklarının verildiği huzurlu yaşamlar dileyerek sizleri Yüce Allah'a emanet ediyorum, hoşçakalın.