Hüseyin Can Güner, dünya hayvanları koruma gününü kutladı Hüseyin Can Güner, dünya hayvanları koruma gününü kutladı
Havacılık sektörü, pandeminin ardından yeniden büyümeye başlarken, yüksek karbon emisyonlarına çözüm arayışları da hız kazandı. Bu arayışların en umut verici çözümlerinden biri olarak "Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı" (SAF) adı verilen bir sistem öne çıkıyor. Yenilenebilir biyokütle ve atık kaynaklarından üretilen SAF, geleneksel jet yakıtlarının yerini alarak havacılığın karbon ayak izini önemli ölçüde azaltma potansiyeline sahip.Haberglobal'den Ertan Altan'ın aktardığına göre, Avrupa Birliği Havacılık Emniyeti Ajansı tarafından hazırlanan bir çalışma, SAF kullanımının sera gazı emisyonlarını büyük ölçüde azaltabileceğini ortaya koyuyor. Çalışmada, "Fosil bazlı jet yakıtına kıyasla SAF, biyokütle hammaddelerinin büyümesi sırasında bitkiler tarafından emilen karbondioksit ile eşit miktarda" denilerek, SAF'ın çevresel faydaları vurgulanıyor.SAF üretiminde kullanılan hammaddeler arasında kullanılmış yemeklik yağ, hayvansal atık yağlar, katı belediye atıkları ve enerji bitkileri gibi çeşitli kaynaklar bulunuyor. SAF'ın, daha az "safsızlık" içermesi sayesinde uçağın arkasında oluşan partikül madde emisyonlarını önemli ölçüde azaltabileceği belirtiliyor. Yapılan önceki araştırmalar, sadece yüzde 50 SAF karışımı kullanmanın partikül maddeyi yüzde 50-70 oranında azaltabileceğini göstermişti.Araştırmaya göre, SAF'ın küresel ölçekte yaygınlaşması, dünya genelindeki havalimanları çevresinde yerel hava kalitesinde iyileşme sağlayabilir ve havacılıktan kaynaklanan ısınma etkilerini azaltabilir. Bu doğrultuda, ABD 2030 yılına kadar yılda üç milyar galon SAF üretmeyi ve 2050 yılına kadar havacılık yakıtı talebinin yüzde 100'ünü SAF ile karşılamayı hedefliyor.Bu iddialı hedeflere ulaşmak için politika desteği ve yeni üretim tesislerine yatırım yapmaya istekli finansörlere ihtiyaç duyulacak. Atlantik'in her iki yakasında ve Asya'da hükümetler, SAF'ı destekleyen politikaları uygulamaya başlıyor. SAF'ın yaygınlaştırılması, havacılık sektöründe çevreye duyarlı bir geleceğin kapılarını aralayabilir.

Kaynak: Haberglobal