Bu devirde, rahmetli Cem Karaca gibi “işçisin sen işçi kal!” diyemezsin tamirci çırağına…

Stajyer ve çıraklar yaşlarının küçük olmasına rağmen zor şartlar altında çalışıp hayata erken atılırken bunun karşılığında sistem dışına itildiklerini ve hukuki olarak yasal güvenceden mahrum bırakıldıklarını söyleyebiliriz. Nedeni de yürürlükte bulunan 5510 sayılı Kanun’un 41’inci maddesi! Bu devirde, rahmetli Cem Karaca gibi “işçisin sen işçi kal!” diyemezsin tamirci çırağına…

Sistem tarafından yok sayılan stajyer ve çırakların korunaksız kalan haklarını anlatmakta fayda olduğunu düşünüyorum. Şöyle ki söz konusu 5510 sayılı Sosyal Güvenlik Kanunu’nun 41. maddesinde;

Kadınlar için ilk defa sigortalı olarak çalışmaya başladığı tarihten sonra iki defaya mahsus olmak üzere doğum tarihinden itibaren geçen iki yıllık süreyi geçmemek kaydıyla hizmet akdine istinaden işyerinde çalışmaması ve çocuğunun yaşaması şartıyla talepte bulunduğu süreleri hizmete geçen süreye dâhil edilir.

Erkekler için er veya erbaş olarak silahaltında veya yedek subay okulunda geçen süreleri borçlanma kapsamında (askerlikte geçen süreler) hizmete geçen süreye dâhil edilir.

Doktora yapanlar, avukat ve hekimler için sigortalı olmaksızın doktora öğreniminde veya tıpta uzmanlık için, yurt içinde veya yurt dışında geçirdikleri normal doktora veya uzmanlık öğreniminde geçen süreler, sigortalı olmaksızın avukatlık stajını yapanların normal stajda geçen süreleri ve hekimlerin fahri asistanlıkta geçen süreleri, hizmet süresi bakımından borçlanma kapsamına alırken, mesleki eğitim kapsamında öğrenim gören lise veya üniversitede staj hizmeti yapan stajyer ve çırakları göz ardı ediyor.

Niteliği itibarı ile kanun koyucu ve idari merciler mesleki eğitim öğrenimi diyerek stajda ve çıraklıkta geçen süreleri hizmette geçen süre olarak kabul etmiyor fakat buna karşılık çıraklara ve stajyerlere formalite gereği sigorta sicil kartları veriliyor.

Staj ve çıraklık olgusu yasal mevzuatın yetersiz olması nedeni ile hepimizin bildiği gibi bedensel sömürü, çocuk ve gençlerin istismarı şeklinde uygulanageliyor. Sanayide çalışan bir çırak veya stajyeri hemen gözünüzün önüne getirin, ağır şartlarda çalışması bir yana, iş öğrenme amacı ile görmüş olduğu psikolojik ve fiziksel şiddete de katlandığını unutmamak gerekir. Bu nedenle kanun yapma gücünü elinde bulunduranlar, zayıf konumda olan çırak ve stajyerlerin haklarının iyileştirilmesi ve korunması için yasal düzenlemeler yapmalıdır.

5510 sayılı Sosyal Güvenlik Kanunu’nun 41. maddesi kapitalist olduğu kadar militaristtir de! Bu nedenle her erkeği asker, her kadını doğuran asker olarak görüp hizmet süresi bakımından askerlik ve doğum sürelerini güvence altına alırken askerlik yapmayanı, doğurmayanı sistem dışı kabul etmektedir. Yine de avukatın, hekimin ve doktora yapanın staj sürelerinin talep etmeleri halinde hizmet süresine dâhil edebileceği belirtilmişken, diğer meslek kollarında ve okullarında staj ve çıraklık yapanların hizmette geçen sürelerini tanımamasının sosyal hukuk devleti adına üzücü bir durum olduğunu düşünüyorum.