Geçenlerde ‘lahmacun’ konulu yazımı okurken bir kıymalı pide anım geldi hatırıma!

Geçenlerde ‘lahmacun’ konulu yazımı okurken bir kıymalı pide anım geldi hatırıma!

***

Sizi tenzih ederim, kimse alınmasın; herkes biraz hırsızdır! Kimisi para, mal/mülk çalar kimisi emek, ekmek. Örneği kendimden vermek isterim…

***

51 yıl önceydi, 1973 yılı…

Ankara Siteler’de bir işletmeye çırak olarak girmiştim. İş yerinin bekçi köpeği beni ve diğer çırak arkadaşımı hiç sevmezdi.

Halbuki her öğlen 1.5 kıymalı pideyi fırından alıp getirip önüne koyan bizdik!

Yalnız, bir ayrıntı vardı…

Her gün helva ekmek yemekten imanı gevreyen biz çıraklar, bazı günler menümüzü ekmek arası kıymalı pide ziyafetine dönüştürürdük! Köpeğe aldığımız pideden bir dilimi, bakkaldan aldığımız yarım ekmeğin içine döşer götürürdük!

Köpek bunu bilir gibi bizi her gördüğünde sürekli havlardı!

İnanın… Biz, en azından ben köpeğin bunu bildiğini sanır, başımı önüme eğerek geçirdim yanından!

***

Bugün…

Öğlen saatlerinden gece yarılarına kadar boş masa bulunamayan ciğerci lokantalarını gördükçe…

Yine günün her saati ana/baba günü olan dönerci, mangal mekanlarının önünden geçtikçe…

Kafelerdeki, barlardaki muhabbet ortamlarına tanık oldukça…

Bunlardan mahrum yaşayan yurdum insanı ve Siteler’deki o iş yerim ile köpeğin rızkından çaldığımız kıymalı pide dilimleri gelir aklıma!

***

Yaşdaşlarım için kıymalı pide özeldir, önemlidir!

Başkent Ankara’da Kızılay’ın yukarısında oturanlarla aşağısında yaşayanların dünyası bugün olduğu gibi 50 yıl önce de ayrıydı. Hatta uçurum vardı arada!

Nadiren de olsa bir vesile ile Güvenlik Caddesi, Tunalı ya da yukarılardaki ‘lüks’ mekanlarda bulunsak utanır, sıkılır ne diyeceğimizi ne yiyeceğimizi bilemezdik…

Aşağıda, Ulus’taysak sorun yoktu. Olimpiyat şampiyonu güreşçinin pide salonuna oturur, başımız dik şekilde “Bi’kıymalı, bi’ayran” derdik ve afiyetle yerdik…

***

Güzel günlerdi. Dönmek ister misin derseniz, hayır! Dün dünde kaldı, önümüzdeki günlere bakalım…

Gençlik Parkı ya da Keçiören, Mamak, Çankaya, Gölbaşı gibi yerlerdeki dere/göl, dağ/bayır pikniklerimizi başka yazılarda paylaşmak dileğimle. Güzel yarınlar…