Sosyal medyada geçen hafta Balıkesir Sivil Toplum Platformu ortak imzası ile “Festivallerde Yapılan Yanlışlara Dur diyelim” ifadeleriyle paylaşıma sokulan,; ötekileştirici, yasakçı ifadelerle dolu ve yaşam tarzını hedef alan bildiriye karşı onlarca örgüt tepki göstererek açıklamada bulundu: Nefret suçu işliyor ve toplumu provoke etmeye çalışıyorlar. 

Sosyal medyada geçen hafta rastlamışsınızdır. Balıkesir Sivil Toplum Platformu ortak imzası ile “Festivallerde Yapılan Yanlışlara Dur diyelim” başlığı ile paylaşıma sokulan metin büyük tepki topladı. Kendisi gibi olmayanın yaşam tarzına karşı, ötekileştirici ve yasakçı cümlelerle dolu çağrıya karşı 90 örgüt bir araya gelerek “Temel hak ve özgürlüklerimizden vazgeçmeyeceğiz! Laiklikten ve evrensel değerlerimizden ödün vermeyeceğiz.” dedi.

Peki siz ne düşünüyorsunuz? 

“Festivallerde Yapılan Yanlışlara Dur diyelim” başlıklı metinde, “… Bu festivaller gençlerimizi gayri ahlaki haram ilişkilere, sarhoş edici içki ve madde bağımlılığına, isyan ve başkaldırıya yönlendirdiği için Türkiye Yüzyılına zarar vermektedir. Helal yoldan olmayan, sınır tanımaz kutlamaların, şenliklerin, festivallerin yasaklanması ve yapılacak etkinliklerde kız erkek bölümlerinin ayrılması, içki-madde  kullanımının önüne geçilmesi ve ahlak bozucu davranışlara engel olunması…” isteniliyordu. 

Onlarca bireyin ve örgütün ise çağrıya tepkisi gecikmedi. “Temel hak ve özgürlüklerimizden vazgeçmeyeceğiz! Laiklikten ve evrensel değerlerimizden ödün vermeyeceğiz.” ifadeleri kullanılarak yaşam tarzına müdahale niteliğindeki çağrıya karşı tepki gösterildi.

Yayınlanan karşıt bildiride, “Kaleme alınan bildiri yaratılan bu gerici iklimin karanlığı, sadece temel hak ve özgürlüklerimizi tehdit etmekle kalmayıp  artık korkunç boyutlara varan açlığın, kadın katliamlarının ve sermayenin yağma ve talan projelerinin sonucunda oluşan eko-kırımın nedenlerini de gizliyor.” denildi. Bu metne imza veren kurumlar, toplumun kendilerinden farklı olan  kesimini ötekileştirerek  ve düşmanlaştırarak  nefret suçu işlemekte olduğunu ve toplumu provoke etmeye çalıştığını iddia etti.

Duruma bakınca, 2014 yılından bu yana Haziran ayı sonunda gerçekleştirilen, doğa koruma bilincinin geliştirilmesi amacıyla düzenlenen ve kadın erkek, genç yaşlı, toplumun her kesimini bir araya getiren “Haklar” temalı Kazdağı Ekofestivali’nin neden yasaklandığı şimdi daha iyi anlaşılıyor.

Olayın siyasi arka planına girmeden birkaç lakırdı etmek isterim. Bizler, sık sık sekteye uğratılmasına, yaşatılan akıl almaz sıkıntılara rağmen, farklı inanç ve görüşlere sahip yurttaşlar olarak, demokratik bir ülkede yaşayabilmek için çeşitli alanlarda mücadele veriyoruz. Bu arada da farklılıklarımızın bizi zenginleştirdiğine inanıyoruz.

Bizler, temel hak ve özgürlüklerimize sahip çıkarak, Anadolu’nun kadim kültüründe olduğu gibi, kadınlı erkekli (insanlı) yaşam tarzımızdan ve insan haklarına dayalı evrensel değerlerimizden, yaşamlarımızdan, yaşam alanlarımızdan, festivallerimizden, şenliklerimizden vazgeçmeyeceğiz. Çünkü bunlar bizim kültürümüzün bir parçası.

Farklılıklarımızla güzel ve özel olduğumuzu hatırlayalım. Pek tabii ki insan olduğumuzu ve dahi insan olmanın gereklerini de hatırlayalım. Ayrıca bildiride istenilenlerin hayata geçirilmesinin yolunun bu olmadığını da lütfen unutmayalım! Farklılıklarla yaşamak için başta saygı göstermek ve farklı yollar bulmak gerekiyor.