Türkiye, dün denecek kadar yakın dönemde öyle badireler atlattı ki, bunları bilmeyen X, Y, Z kuşağının tavrını anlamak ve yaşananları onlara anlatmak mümkün ama; bizzat o günleri yaşamışların bugün topluma yaşattıklarını anlamak ve izah etmek gerçekten zor… Bu bakımdan diyorum ki;

- Sakin olalım arkadaşlar!
Sakin olmazsak ne olur?
- Müsekkinlik oluruz!

***

Bakın;

- Taa bilem nerelerden gelmiş gencecik insanlar kilise basıyor…

- Üşümesin diye vicdanın sesini dinleyen şoför taksisine aldığı kişi tarafından, ‘herkese güvenme’ diyerek katlediliyor…

- Geçim derdi içindekilerle seçim derdindekiler yan yana poz veriyor…

- Şu ya da bu sebeple para içinde yüzen ve fakat sürekli ağlayanların sesi daha çok çıkıyor…

Say say bitmez…

Böyle bir ortamda Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucu Partisi CHP ne yapıyor? Birbirini yiyor! Durun, siz kardeşsiniz! Neyi paylaşamıyorsunuz? Bilmiyorsanız hatırlatayım: 31 Mart’ta yapılacak seçimler için yumurta kapıya dayanmışken sergilediğiniz oyunun adı ‘üleşme’ olarak algılanıyor…

***

Bakın arkadaşlar; bu toplumu oluşturan insanlar size oy verecek ya da vermeyecek ama kendi kendilerine sordukları sual şu:

- Bu insanlar neyi paylaşamıyor?

Biliyoruz; CHP koltuğu tatlıdır. Bunun cazibesine kapılmış nice efsane isim vardı ama hatırlanması gereken gerçek şu:

- Artık yoklar, maalesef…

Yok olacağımızı bilmek bile bizleri, sizleri kendine getirmiyorsa diyeceğim tek şey var:

- Ey CHP, hatta Ey CeHaPe, titre ve kendine gel!

***

Herkes için söylüyorum; 31 Mart’ta sadece bir seçim yapacağımızı bilmez, rakiplerinizin hatalarını seçim malzemesi yapmak yerine kendi kendinizi yemeye devam edip toplumun derdi ile dertlenmezseniz ne olur? Anlatayım:

Otuz Bir Mart Seçimi yerel olmaktan çıkar
Seçmen gözünü açar… Bu tiyatrodan bıkar
Kongre, kurultayda… Seçimle, oyla yıkar
Bu darbeyi yiyenler iflah olmaz bir daha

Siyasetin gerçekleri karşısında direnenlerin sonu her zaman hüsran olmuştur…

***

Tüm bu hengame içinde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı yarışı sürecinde önemsediğim üç ismi ve üç tavrı anmak istiyorum:

Mansur Yavaş; yukarıdaki gelişmelerin dışında kalarak Ankara’ya yoğunlaşıyor…

Turgut Altınok; toplumun her kesimiyle inanç ve köken farkı gözetmeksizin buluşuyor, konuşuyor…

Cengiz Topel Yıldırım; büyük bir medeni cesaretle duruşunu koruyor, mesajını veriyor…