Mesleğimiz siyaset yapmasak da siyasetle iç içe olmamızı ve seçim süreçlerini başından sonuna kadar yakından takip etmemizi gerektirdiği için, istesek de istemesek de bu işlerden anlarız!

Mesleğimiz siyaset yapmasak da siyasetle iç içe olmamızı ve seçim süreçlerini başından sonuna kadar yakından takip etmemizi gerektirdiği için, istesek de istemesek de bu işlerden anlarız!
Buradan aldığım cesaret ve yetkiyle birkaç hususa değinmek istiyorum.

BİR: SEÇİM YASAKLARI…
Bilindiği gibi; 31 Mart 2024 Pazar Günü gerçekleştirilecek Mahalli İdareler Genel Seçimleri için Yüksek Seçim Kurulu’nun takvimi kapsamında propaganda serbestliği ve bazı seçim yasakları bugün başladı.
‘Yasaklar’, yapılacak ve yapılmayacak birçok şeyi madde madde belirttiği ve ilgililer takip ve tatbik ettiği için burada tek tek sayacak değilim.
Ancak şunu hatırlatmak isterim: Bu seçim sürecinde cadde ve sokaklar tepemizde sallanan siyasi parti flamaları, afişleri ve posterleriyle dolu değilse; çevreye zararın en aza indirildiği bir ortamda yaşıyorsak, bunları yasaklayan kararların etkisiyledir…
Fakat, ama, ancak… Filhakika; gürültü kirliliği devam ediyor!
Bu kirliliği herkes gündelik hayatında derinden hissediyordur ama büromuzun genç ve çalışkan editörlerinden biri çalışmasına engel olmayacak kadar hasta ve masası da pencere kenarında olduğu için, caddeden geçen her belediye başkan adayının ne idüğü değil ne dediği belirsiz bağırtıları yüzünden rahat çalışamıyor…
Bu arkadaşımız, hangi adayın propaganda aracından yayılırsa yayılsın vereceği oyun adresini gürültü yüzünden değiştirmeyecek kapasitede ama yakası yırtılan Deli Bekir misali, okkalı bir hatır sorması kaçınılmaz oluyor (olmalı)!
Bir de cadde / sokak, bağıra / çağıra seğirten bu otomobiller yüzünden kullanacağı oyun rengini ya da adresini değiştiren var mıdır acaba? Bilemiyorum…

İKİ: SEÇİM YASALARI…
Hep söylerim, bir daha söylüyorum: Dünyanın en adil ve güvenilir seçim sistemlerinden biri Türkiye’de! Sakin olun anlatacağım…
Bunu bizzat yaşamanız ve anlamanız için 31 Mart’ta oyunuzu kullandıktan sonra oy kullandığınız sadığın bulunduğu mekana gidin. Şunu göreceksiniz; bütün siyasi partilerin, adayların temsilcileri orada ve ellerindeki kağıt kalem ile sayılan oyları kayıt altına alıyorlar. Biri itiraz mı etti, oylar yeniden sayılıyor. Böylece, sandıktaki sayım sonucu YSK’ye varmadan siyasi partilerin genel merkezlerine, başkan adaylarının seçim bürolarına hatta cep telefonlarına ulaşıyor…

ÜÇ: SEÇİMDE HİLE YAPILIR MI?
Yukarıdaki süreç bitmedi. Siyasi partilerin görevlendirdiği kişiler, mühürlü torbaların teslimine kadar her aşamayı takip etme hakkına sahip.
Dolayısıyla, ‘Hile yapıldı!’ diyen biri varsa, takip sürecinin bir noktasında kopmuş demektir…
“Seçimde hile yapılmaz, oylar çalınmaz mı demek istiyorsun” diyerek bir teyit isteyen varsa derim ki; izin verirseniz cebinizdeki parayı bile çalarlar!
Bilmem anlatabildim mi?