“Siyaseti ‘ticaret’ gibi değil, ‘ibadet’ gibi gören ve yürüten siyasilere…” ithaf ettiğim, “İçimiz Dışımız Siyaset” kitabımın sunuşunu yaparken;

Siyaseti ‘ticaret’ gibi değil, ‘ibadet’ gibi gören ve yürüten siyasilere…” ithaf ettiğim, “İçimiz Dışımız Siyaset” kitabımın sunuşunu yaparken;

Millet sandığa gider vekilini seçerdi
Vekil Meclis’e gider kendisinden geçerdi
Dizelerine yansıyan bakış açımın sebebi; 25-30 yıl önce seçimi, milletvekili seçiminden ibaret görecek kadar ‘yerel’den uzaklaşıp ‘genel’e gömülmüş olmamdı sanırım…
Yazının başlığı ne diyor, sen ne diyorsun” diyenlere, ‘sabredin’ derim…

***

Sözünü ettiğim kitabın ‘giriş’indeki şu satırlar, çok sayıdaki ‘siyaset’ tanımımdan birkaçını kapsıyor:

Bir gazeteci olarak 40 yılı bulan meslek hayatımın çok büyük bir bölümü ‘siyaset’ üzerine kalem oynatmak, kelam etmekle geçtiği için kendi tarifim oluştu kafamda. Şöyle:

Siyaset; anayasal çerçevede, yasalarla çizilmiş sınırlara, belirlenmiş kurallara dayalı olarak, her siyasi partinin kendi tüzüğü, programı, ilkeleri ve vaatleri ile ülkenin yönetim, yönetişim işine talip olma alanıdır…

Bir başka açıdan bakarsak; siyaset; yine yukarıdaki şartlar içinde kamu kaynaklarının sevk ve idaresine talip olmaktır. O kaynakları kullanarak kaynağın asıl sahibi olan millete hizmet etmek, bunu yaparken, o kaynakları tüketmek değil büyütmek işidir…

Tersi bir durum oluşursa; siyaset; her şeyin kılıfına uydurulduğu bir ‘kamu kaynaklarını paylaşım savaşı’na dönüşür ki, maazallah, bu durum hangi ülkenin başına gelse iflah olmaz, olamaz…

Saygıdeğer siyasilerimizle ilgili görüş belirtirken;

Hizmetiyle ölümsüz olan vardı içinde
Rahmet ve dua ile ölen vardı içinde
Suratına tükürsen gülen vardı içinde
Her birinin kendine has bir dünyası vardı

Vekil vardı yeminli bu ülkeyi bölmeye
Vekil vardı gerekse ülke için ölmeye
Duamız: Bu vatana kastedenler gülmeye
Her birinin kendine has bir dünyası vardı

Demiş olmam, yukarıda seslendirmek zorunda kaldığım o ‘maazallah’ın tezahürüydü…

Şartlar zor, aşılması gereken engeller yüksek, yürünmesi gereken yol çetin olunca; siyaset; zaafı olanları, nefesi yetmeyenleri, nefsi bir türlü tatmin ve terbiye olmayanları kısa süre içinde ‘paketler’ ve bir kenara bırakır. Dünya ve Türkiye siyaseti bunun örnekleri ile doludur…

***

Evet, gelelim başlığa!
Yerel seçimler neden bu kadar önem kazandı? Partilerdeki kavgaların, istifaların sebebi ne?
Hiçbir kişi ya da siyasi partiyi kast etmeden söylüyorum; yerel seçimlerin önem kazanmasının da adaylık kavgası ve istifaların da bir tek sebebi var: Rant!
Konuyu başka yazılarda deşeriz!