Yılmaz Ateş veya Mehmet Sevigen ya da Battal İlgezdi veya Mustafa Sarıgül değilsen; yani CHP kazanında kaynamıyorsan işin kolay demektir! O dem, derdini derman olarak görüp Aşık Veysel’leşerek dersin ki;

Anlatmam derdimi dertsiz insana
Dert çekmeyen dert kıymetin bilemez
Derdim bana derman imiş bilmedim

(…)

Tamam… Bunu dediniz de büyük ozan peşiniz sıra seğirtip; “Derdimi Dökersem Derin Dereye” derse ne yapacaksınız? Dereye dökecek kadar dert sahibi misiniz? İster olun isterseniz olmayın, mukadderat belli;

Veysel der çıkayım bir yüce dağa
Ağaçlar bezenmiş yeşil yaprağa
Bir gün olur tenim düşer toprağa
Karışır toprağa toz olur gider

***

“Ah edip çırpınan bülbüle döndüm” diyen Sefil Selimi’nin sizi götüreceği yeri ‘kurtuluş’ olarak görürseniz, dert sahibi değilsiniz demektir ve oraya varamazsınız!

Çünkü… Çünküsünü de anlatsın büyük ozan:

Sefil Selimi'yim can üze üze
Sarpları geçtim de ulaştım düze
Avcıyım basarım izlerden ize
Hasbahçeye giden yola varamam

***

Yolunuz Erzincan’a düşüp de Hafız Şerif’e uğrarsanız, “Küstürdüm barışamam / Ayrıldım kavuşamam…” der; ki; çığıracağınız türkü bellidir:

Dert bende kara bende / Eylenmez yara bende
Yuvasız kuşlar gibi / Olmuşum perakende

***

Kalbiniz ve kafanız karışık halde yola düştüğünüzde Erzincan’ı terk etmeden Ali Ekber Çiçek, Ulu Ozan Pir Sultan’dan bir dize ile “Derdim çoktur hangisine yanayım” diye sorar! Siz, “Gine tazelendi yürek yarası” diyerek kurtulamazsınız! Sorunun devamı vardır: Ben bu derde nerde derman bulayım?

Türlü donlar giymiş olsanız da; katı yüksek uçsanız da; selamsız sabahsız gelip geçseniz de şu sorudan kaçışınız yok: Muhabbetten niye kaçarsın?
Hak ettiniz! Oturup derman dileyin:

Efendim efendim benim efendim
Benim bu derdime derman efendim

***

Politika Kasabasının Siyaset Bulvarını CHP’lilere bulaşmadan hızla geçerken yolda Seyrani’ye rastlarsanız ‘yandınız’ demektir! O, derdini dereye değil size döker; ki; feleğiniz şaşar:

Bu gece uykuda gördüm bir mana
Ne ben yorabildim ne de yoran var
Erenler bir nişan dikmiş meydana
Ne ben vurabildim ne de vuran var

(…)

Bülbül okur güle bin bir müsemma
Marifet değildir ilm-i muamma
Seyrani’yim benim derdim çok amma
Ne ben derdim derim ne de soran var

***

Bilmem anlatabildim mi? Herkes payına düşeni alsın…