Masallarda bir Zümrüd-ü Anka kuşu vardır. Bilir misiniz? Efsaneye göre, rivayet olunur ki, kuşların hükümdarı olan Zümrüd-ü Anka kuşu, bilgi ağacının dallarında yaşayan ve her şeyi bilen bir bilgeymiş. Bu kuşun özelliği göz yaşlarının şifali olması ve yanarak kül olmak suretiyle ölmesi, sonra kendi küllerinden yeniden dirilmesiymiş.

Peki siz hiç “küllerinizden yeniden doğdunuz mu?” Kendinizin “Zümrüd-ü Anka kuşu oldunuz mu?”

Hayat herkesin yolunun ve hikayesinin farklı olduğu uzun bir yolculuk. Bu yolculuk sürecinde karşılaştığımız zorluklar, dertler, sıkıntılar, aldığımız yaralar zaman zaman bizi tüketiyor, yakıyor küle dönüştürüyor.

Hayatın içinde barındırdığı tüm zorluklara rağmen, ayağımıza takılıp düştüğümüz taşlara rağmen, bu taşların dizlerimizde ve avuç içlerimizde eskisi kabuk bağlamadan yenisini açtığı yaralara rağmen, bu yaralardan dolayı kalbimizde oluşan derin sızılara rağmen…

Hayatın engebeli yollarına, uçurumlarına, keskin virajlarına rağmen, pes etmeden yürümeye devam edebilmek; kendi göz yaşlarımızdan şifa bulup, kendi küllerimizden yeniden doğabilmektir

Kendimizin “Zümrüd-ü Anka kuşu” olmak…

Mukadder ben; hepimizin cesaretle ve pes etmeden kendi gökyüzümüzde kanat çırpan “Zümrüd-ü Anka” olduğumuza içtenlikle inanan.

Sevgilerimle