Hazreti Pir olarak da anılan Mevlana, şöhreti dünyayı saran bir düşünürdür.

Mevlana Celaleddini Rumi’nin babası, Harezmşahlar ülkesinin büyük alimlerinden Sultan’ül Ulema Bahaeddin Veled’dir. Annesi ise Harezmşahlar ailesine mensup olduğu belirtilen Mümine Hatun’dur.

 BABASI ALİMLERİN ALİMİYDİ

 Harezm’de “Alimlerin Sultanı” ünvanını kazanan babası Bahaeddin Veled, ilim adamları yetiştirmekle ünlü bir aileye mensuptu. Kendisi de büyük bir İslam alimi ve İslami ilimler müderrisiydi. “Maarif” adlı eserinde, Allah’a varma yolundaki hissiyatı, düşünceleri ve heyecanları yer alıyordu.

Devrin hükümdarının aleyhine kışkırtılması ve ortalığı kasıp kavurarak yaklaşan Moğol istilası, karısı ve iki çocuğu ile Belh’den ayırır Bahaeddin Veled’i.

Nişabur, Bağdat, Mekke, Medine, Şam ve Halep’ten sonra Anadolu’ya ulaşırlar. Malatya, Erzincan, Sivas, Kayseri ve Niğde’de kısa süreli konaklamaların ardından Karaman’a yerleşirler. O dönemde 20’li yaşlarında olan Mevlana, Gevher Hatun’la evlenir. Alaeddin Çelebi ve Sultan Veled adlı iki çocuğu olur.

Bu arada Babasının medresesinde yetişip hatırı sayılır ilim adamları arasında yerini alır. Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubat’ın daveti üzerine Konya’ya yerleşirler (1228).

12 Ocak 1231’de babası vefat ettiğinde onun yerine geçecek kadar olgunlaşmıştır artık.

 ŞEMSİ TEBRİZİ İLE TANIŞMA

 23 Ekim 1244’e gelindiğinde, Şemsi Tebrizi ile tanışan Mevlana, doğal tekamülü yolunda önemli bir aşamaya erişir. Tebrizi; hoşsohbet, babacan tavırlı ve heyecanlı, üstün hitabet yeteneğine sahip biridir. Hür düşünceli, dünyayı gönül gözü ile görebilen bu derviş, Mevlana’nın hayatında özel bir yer tutar. Hatta bu etkileşim sonucu birtakım telakkileri değişir. Duygu ve düşünce aleminin esrarlı ufuklarında gezinmeye başlar. “İki deryanın birleşmesine” benzetilen Mevlana-Şemsi Tebrizi birlikteliği, “Makalat” isimli eserden anlaşıldığına göre, Mevlana’yı kitapların dışındaki sırlara ermek yolunda yüksek bir iman ve heyecan mertebesine götürür. Mevlana’yı Sema’ın coşkusuna, ney’in ve musikinin esrarına erdiren işte bu merhaledir.

Şemsi Tebrizi ile muhabbeti günden güne artan ve hemen bütün zamanını onunla geçiren Mevlana’ya karşı en yakınlarından bile tepkiler gelmeye başlar. O’nu kendilerinden uzaklaştırdığı için öğrencileri de Tebrizi’yi kıskanır. Hatta düşmanlık derecesine varan bir tepki oluşur Konya’da. Mevlana’dan uzak kalmaya tahammül edemeyen öğrencileri, Şemsi Tebrizi’nin yüzüne karşı tepkilerini dile getirince, ansızın Konya’yı terkeder Mevlana’nın gönül dostu.

Tebrizi Şam’a yerleşirken, ondan ayrı kalmak Mevlana’yı öylesine derinden etkiler ki, perişan bir hale düşer. Yapılan hatanın farkına varıldığında büyük oğlu Sultan Veled Şam’a giderek dönmesini ister. Mevlana’nın elem dolu mektupları ve ricalar karşısında fazla direnemeyen Tebrizi, yeniden Konya’ya döner.

 (DEVAM EDECEK)