Değerli Haymana Gazetesi okurları, bu haftaki köşe yazımızın konusu Mirastan Mal Kaçırma düşüncesiyle hareket edilerek görülmekte olan davalardan bir tanesi olan Muris Muvazaası Sebebiyle Tapu İptali ve Tescili Davası olacaktır. Muris muvazaası, bir kimsenin mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için yaptığı karşılıksız kazandırmaları satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi gibi çeşitli nedenler göstererek hareket etmesinden kaynaklanmaktadır. Özellikle mirastan mal kaçırmak olarak da bilinen muris muvazaası önemli bir miras hukuku davası olarak bilinmektedir. Bir kişi vefat ettiğinde onun mirası, yasal mirasçıları arasında yasal payları oranında paylaştırılır. Mirastan mal kaçırma olarak bilinen bu davada, resmiyette satış olarak gösterilen tasarrufun muvazaa nedeniyle tapu kaydının tespit edilerek iptali talep edilmektedir. Bu davalarda görevli mahkemeler Asliye Hukuk Mahkemeleriyken, yetkili olan mahkemeler ise taşınmazların bulunduğu yer mahkemeleridir. Muris muvazaası sebebiyle tapu iptal ve tescil davaları herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye tabii değildir. Muris muvazaası veya mirastan mal kaçırma, bir kimsenin mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak amacıyla yaptığı karşılıksız kazandırmaları, satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi gibi hareket etmesidir. Yani miras bırakan, gerçekte bağışlamak istediği mallarını satış karşılığında devretmiş gibi göstererek, mirasçıların ileride herhangi bir dava açmasının önüne geçmek, engellemek isteyerek hareket etmektedir. Ancak bu gibi durumlarda, miras bırakanın gerçekteki iradesi bağış olmasına rağmen, görünürdeki iradesi satış gibi gösterildiğinden, tam da bu noktada muvazaalı bir şekilde hareket edildiğinden, gerek irade uyuşmazlığı gerekse de şekil şartı durumları düşünüldüğünde hukuka aykırılık meydana gelmektedir. Miras bırakan ile karşı tarafın, diğer mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla satış adı altında aslında gerçek amaçları bağış olan mirasın diğer mirasçılardan mal kaçırılarak, aldatılması amaçlanarak yapılmaktadır. Bu tür durumlarda, miras hakkı çiğnenen tüm mirasçıların, muris muvazaası nedeniyle bu hakka dayanarak, tapu iptal ve tescil talepli dava açabilmektedirler. Bu dava ile görünüşteki resmi sözleşmenin, muvazaa nedeniyle geçersizliği tespiti talep edilecek ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının da iptali istenebilmesi mümkün olacaktır. Miras bırakanın hileli işlemleri nedeniyle oluşan danışıklı işlemlerin yani, murisin yapmış olduğu işlemlerin hukuka aykırı olduğu ve yolsuz bir şekilde yapılmış olduğu tartışmasız bir şekilde ortaya çıkmış olacaktır. Dolayısıyla bu tür durumlarda, hak kaybının giderilebilmesi açısından tapu iptal ve tescil davalarının açılması mümkün olmaktadır. Bu davaları miras hakkı olup ve miras hakkı çiğnenen her mirasçının bunu dava edebileceğini ve söz konusu hileli işlemleri muvazaayı her türlü delil ile beraber ispat edebilmesi mümkün olacaktır.