Siyasetin gerdiği bam telimizi futbol ile daha da gerelim! Kopacağı yerden kopsun! Diyeceğimi demeden diyeceklerim var…

Siyasetin gerdiği bam telimizi futbol ile daha da gerelim! Kopacağı yerden kopsun!

Diyeceğimi demeden diyeceklerim var…

İKİ İSİM ÜZERİNDEN ÖRNEKLEME…

Pele, ilk milli maçına ben doğmadan bir yıl önce 1957’de efsanevi Maracana Stadı’nda Arjantin’e karşı forma giyerek çıkmış. 16 yaş 9 aylık iken yaşadığı bu heyecanı bir de golle süsleyen Pele tarihin gelmiş geçmiş en büyük futbolcusu olarak literatürdeki yerini aldı…

Bugünlere yaklaşalım…

Kylian Mbappe, ben 40 yaşındayken 20 Aralık 1998’de dünyaya gelmiş.

Mbappe, 18 yaşında dünyanın en pahalı futbolcusu ünvanını elde edecek kadar büyük bir yetenek olarak top koşturuyor…

Türkiye ve dünyada bu türden futbolcular kolay yetişmiyor. Türk futbolunun bu alanda dünya yıldızı olmaya aday iki ismi var: Kenan Yıldız ve Semih Kılıçsoy. (Arda Güler, Real Madrid'e giderek bir büyük engeli aştı ama onun başına gelenler de malum...)

DİYECEĞİME GELECEK OLURSAM

Vincenzo Montella…

Ben bir gazete bürosundan içeriye adım atmadan üç ay önce doğmuş! Yani, onun yaşı kadar futbol izlemişliğim vardır! Bu bakımdan diyeceklerimi en azından kendim önemsiyorum!

TEŞEKKÜRÜ HAK ETTİ ANCAK…

İtalya Milli Takımının futbolcularından biriydi…

Teknik direktör olarak Adanademirspor ile kendini bulan, Türkiye Milli Takımı ile uluslararası alanda başarı sağlayan ve tüm sporseverlerin sempatisini kazanan Montella, mucizevi başarılarla Milli Takımımızı Euro-2024’e taşıdı. Teşekkürler…

Bu başarıyı elde ederken futbolculara büyük bir özgüven kazandırdı…

Ancak…

Yarın Macaristan ile oynanacak hazırlık maçı için Milli Takım kadrosuna çağırdığı Semih Kılıçsoy’u ‘dakika alsın’ diyerek Ümit Milli Takım’a göndermesi büyük bir hayal kırıklığı yarattı.

KENDİ KENDİMİZE ARIZA ÇIKARIYORUZ

Bendenize göre de dünya yıldızı olmaya aday bir isim olan Semih’i yazının girişinde adını andığım isimlerin arasına katmak için daha çok oynamasını, uluslararası alanda izlenir kılınmasını sağlamak gerekmez mi? Hem de Avrupa’nın dev kulüplerinin ilgi alanında olduğu bir sırada…

Türkiye futbol kamuoyu son dönemde o kadar yoğun bir gerginlik içinde ki ne Süper Kupa’nın ne de Süper Lig’in tadı / tuzu kaldı…

Yaz aylarını renklendirecek olan Euro-2024’ün Almanya’da yapılacak olması, futbolcularımızı evinde oynuyor hissiyle sahaya çıkaracakken bizim kendi kendimize arıza çıkarmamız hoş olmuyor!

İYİ KARŞILANMASINI BEKLİYOR DA

Semih Kılıçsoy'un kadrodan çıkarılması hakkında konuşurken, “Değişiklikler fazladan yapılmadı. Fazladan futbolcu çağırdım çünkü onların durumunu görmek istedim. Onları Ümit Milli Takıma gönderme kararımızın iyi karşılanması gerekiyor. Burada daha az fırsat bulacaklarına orada daha fazla fırsat bulacaklardır” demesi, yaşanacak heyecan dolu sürecin sonunda haklı çıkmasıyla hoş görülebilir. Ancak öyle bile olsa, müthiş bir hava yakalamış olan Semih’in psikolojisini altüst etmemek gerekirdi…

BİR HESAPLAŞMAYA DÖNÜŞMESİN

Beşiktaş Kulübü Asbaşkanı Mete Vardar’ın “Semih'in duygularıyla oynandığı” vurgusuna katılıyorum.

Vardar’ın, “Ne tarafından baksak iş sıkıntılı” tespitini, “Acaba Semih üzerinden Beşiktaş’a mı mesaj verilmek isteniyor” diyerek kurumsal bir hesaplaşma ortamı oluşturması kendi bilecekleri bir şey ama Semih Kılıçsoy, A Milli Takımın vazgeçilmezleri arasındaki yerini şimdiden almalı…

Montella, Semih konusunu ‘kişisel’ hale getirip bazı inatlaşmalara yönelirse, sonu, ‘Kılıçsoy’ ile harakiriye dönüşebilir. Umarım olmaz. Olursa, kendine de Semih’e de Milli Takıma da yazık olur…