‘Enflasyon’u herkes gibi oldum olası ben de sevmem! Yetkililer toplumdaki bu sevgisizliği fark etmiş olmalı ki, yapılan zamları ‘güncelleme’, enflasyon değerlendirmesini de “Fiyat Gelişmeleri Raporu” olarak isimlendirmeye başladı.

‘Enflasyon’u herkes gibi oldum olası ben de sevmem! Yetkililer toplumdaki bu sevgisizliği fark etmiş olmalı ki, yapılan zamları ‘güncelleme’, enflasyon değerlendirmesini de “Fiyat Gelişmeleri Raporu” olarak isimlendirmeye başladı.

KURŞUN SIKMAYA DEVAM! TÜİK VE TCMB

Enflasyonla 50 yıllık hesaplaşmamı tamamlamadığım için, konuya kurşun sıkmaya devam edeceğim…

Bu işin şamar oğlanı TÜİK olduğu için, Türkiye İstatistik Kurumu’nun 3 Ocak’ta açıkladığı verileri hatırlatmam gerekiyor. Buna göre enflasyon, Aralık 2023’te aylık bazda yüzde 2,93 artarken yıllık bazda yüzde 64,77 oldu.

Bir gün sonra yayımlanan TCMB’nin “Aralık Ayı Fiyat Gelişmeleri Raporu” da buna uygun değerlendirmeler içeriyor.

Rapordaki ilginç ve önemli cümle, “Son Enflasyon Raporu’nda sunulan tahminin orta noktasının altında tamamladığı”nın belirtilmesi olsa gerek…

SÜLEYMAN DEMİREL’E YAZDIĞIM ŞİİR

Enflasyon denince elbette öncelikle aklıma cüzdanım gelir ama merhum cumhurbaşkanlarımızdan Süleyman Demirel’in ‘Baba’can sözleri de bir kulağımdan girip öbür kulağımdan çıkmaz! Takılıp kalır mazi çengelime…

Yakıtsızlık yüzünden canı burnuna gelmiş vatandaş haklı olarak ‘donuyoruz’ ya da ‘gazyağı, benzin, mazot bulamıyoruz’ diyebilirdi ama merhum Demirel de herkesin gazını bir cümleyle alırdı:

- Benzi vaaadı da biz mi içtik!

Benzinsizlik, yağsızlık, çaysızlık, şekersizlik, tüpsüzlük, velhasıl hayat pahalılığı ile harmanlanmış yoksulluk ve yoksunluk tahammül edilemez boyuttayken, kendisine bir şiir yazmış ve demiştim ki;

Eniflasyon aha böyle
Sen dersinki yok yok şöyle
Baba Allah için söyle
Hiç gaste mi okumazsın

(ÖNEMLİ NOT: Birinci dizeyi okurken sol elinizle sağ kolunuzu dirsekten tutup sallayabilirsiniz. Kolunuzu sallarken elinizi yumruk yaparsanız daha şık olur! İkinci dizeyi okurken de, sağ elinizin başparmağını işaret parmağınızın birinci boğumuna birkaç kez sürtün lütfen!)

***

YILLAAAR SONRAKİ VAZİYETİMİZ

Günler haftaları, aylar yılları kovaladı ve bu şiirden 40 yıl sonra yollarda yürüyor, aynı muhabbeti yapıyoruz. Yani enflasyonu konuşuyoruz. Ancak bir fark var: Türkiye’de yok yok, her şey var…

Türk ekonomisine yapılan döviz operasyonları, sebze / meyve oyunları koronavirüs salgınıyla birleşince, başa çıkması zor bir ekonomi ortamı oluştu.

Fiyat artışları öyle bir hal aldı ki, tam anlamıyla hayat çekilmez oldu…

ERDOĞAN’IN TEPKİSİ, BENİM DÖRTLÜĞÜ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Raflardaki, tezgahlardaki, etiketlerdeki fahiş fiyat artışlarının önüne geçeceğiz” derken, vatandaşı soymaya çalışanları vatan haini ilan ediyordu…

Ortalık patates ve soğan dedikodusundan, stokçulara yapılan baskın haberlerinden geçilmiyordu. O dem demiştim ki:  

Milletin hakkını atıştırana / Yangına körüğü yetiştirene
Gıdayı teröre dönüştürene / Birisi elbette dur diyecekti

Bu bir mücadele gerçeği olsa da kaçınılmaz olan ve yerine getirilmesi gereken bir gerçek daha vardı:

Patlıcan, biberi stoklayana / Soğanla milleti pataklayana
Gumpirle fakiri kötekleyene / Şaplağı indirmek kaçınılmazdı

***

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in son değerlendirmeleri, enflasyon canavarına tırsıtmazsa üzerimize hörelenecektir ki, o dem, vay halimize!