Yol medeniyettir denir ya, Türkiye bu konuda son yıllarda olağanüstü başarılara imza attı.

Çevre yolları, bölünmüş yollar, tünmeler, viyadükler ile Türkiye adeta karayolu ağı ile örüldü.

 

KGM VERİLERİNE GÖRE

 

Karayolları Genel Müdürlüğünün verilerine göre; Aralık 2022 itibarıyla 29.862 km'si bitümlü sıcak karışım (BSK) kaplamalı, 36.877 km'si sathi kaplamalı (SK), 2.022 km'si ise diğer yollar olmak üzere toplam 68.761 kilometre yol ağına sahiptir. Bu yol ağının 3.633 km'si otoyol olmak üzere toplam 28.906 km'si (yüzde 42) bölünmüş yoldur.

 

1960’LARDAN 2000’E

 

Türkiye’nin yetersiz karayolu ağı içinde hep bir sorun olarak görülen nakliyecilerimizin uluslararası taşımacıktaki başarısı rakamlarla tescil edildi.

Uluslararası karayolu taşımacılarının Türk ekonomisine 1960-2000 arasındaki 20 yılda sağladığı katkı 16 milyar doları buldu.

Türkiye’deki mazisi çok eskilere dayanmamakla birlikte elde ettiği başarılarla göğsümüzü kabartan ve Türk ekonomisine büyük katkı sağlayan uluslararası karayolu taşımacıları, kıran kırana geçen rekabet koşulları içinde kendini ispat etti.

Yıllara göre iç ve dış şartlara bağlı olarak inişli çıkışlı bir grafik çizmekle birlikte, genel olarak artış gösteren sektördeki döviz girdisi, son 20 yıl içinde 16 milyar 197 milyon doları buldu.

1960’larda başlayan ve daha çok komşu ülkelere yönelik mal taşımacılığı yapan sektör, 1974 yılında Uluslararası Nakliyeciler Derneği’nin kurulması ile birlikte daha da güçlendi.

Özellikle İran-Irak savaşı dönemi sektörün en çok döviz girdisi sağladığı dönemlerden biriydi.

Bu dönem aynı zamanda uluslararası nakliyeye yönelik şirket sayısında artış görülen bir zaman dilimi.

Ancak yaşanan bir çelişki de dikkat çekiyor...

Bedelsiz ithalat kararnamesiyle Türkiye’ye giren Avrupa’nın hurda araçlarıyla artan sektördeki rekabet, bir-iki yılın ardından 1985-1986’daki gelire yansıdı ve önce yüzde 3.1, sonraki yıl yüzde 30.8 gibi bir düşüşe yol açtı.

Firma sayısındaki artışla gelirdeki düşüş sonucu, firma başına düşen döviz girdisi miktarı da 1985 yılında 1 milyon 517 bin dolar iken, 1986 yılında yüzde 28.7 oranında azalarak bir milyon 82 bin dolar olarak gerçekleşti.

 

DÜŞÜŞLER-ÇIKIŞLAR...

 

Körfez krizi ve Yugoslavya olayları, uluslararası karayolu taşımacılığı yapan firma sayısını da etkiledi. 1991’de Uluslararası Nakliyeciler Derneği’ne kayıtlı C 2 Yetki Belgesi sahibi uluslar arası karayolu taşımacılığı yapan firma sayısı son 15 yılın en düşük düzeyine gerileyerek 324’e düştü.

1990’da yüzde 6.3 gerileyen döviz girdileri artan Rusya seferlerinin olumlu etkisiyle 1991 yılında yüzde 13.7 arttı. İlk yıldaki hızın kesilmesiyle birlikte yeniden yüzde 13.4’lük bir düşüş yaşandı.

Çünkü, artık fiyat kırmalar, maliyet altı taşımalar had safhaya ulaşınca, araçların büyük çoğunluğu Avrupa hattına yönelmişti. Doğal olarak bu güzergahın cazibesi kalmamıştı...

Tüm bu süreçlerin ardından son 20 yılda adeta bir yol devrimi yaşandı ve Türkiye’nin her köşesi modern yollarla birbirine bağlandı.