MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya sahip çıkan açıklaması gündemin hala üst sıralarında. Neden Sayın Bahçeli böyle bir açıklama yaptı?

Soylu’nun MHP liderine teşekkür ederken Devlet Büyüğüm şeklinde hitabeti da ayrı yorumlanması gereken bir konu.

Hemen Sayın Bahçeli’nin açıklamalarına bir göz atalım;

Bahçeli'nin paylaşımları şu şekilde: 

"Televizyon ekranlarında sabitleşmiş, hatta sabit ve sefil görüşleriyle temayüz etmiş bir avuç sözde uzman, yorumcu, gazeteci ve kerameti kendinden menkul yorumcu her gün toplumsal bünyeye nefret ve nifak aşısı yapmaktadır. Gerçekleri yansıtmayan, hayatın ve siyasetin akışıyla bağdaşmayan iddia, ifade ve tehlikeli isnatlar huzur ve güvenliğimizi tehdit eden bir boyut kazanmıştır.

Bu kategoride yerini alarak zehir ve zillet servisi yapanlar, üstelik husumet odağı haline gelmiş olanlar hiçbir araştırmaya gerek duymadan, hiçbir ahlaki ve insani kaygı taşımadan itibar cellatlığını meslek edinmişler, milli birlik ve dayanışma ruhunu tehlikeli ölçüde tahribe başlamışlardır. Gündeme yansıyan her meseleyi anbean çarpıtıp siyasileştiren bu hayasızlar aslında zillet ittifakının hizmetkarlığına soyunan görevli provokatörlerdir.

Özellikle bir adli vaka üzerinden devamlı surette eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya ve bakanlık dönemine ilişkin mesnetsiz iddialarda bulunanların potansiyel bir rövanş alma gayesine heves ettikleri elbette dikkatli ve uyanık gözlerden kaçmamaktadır. Sayın Soylu 2016 yılından 2023 yılına kadar üstlendiği bakanlık sorumluluğunu layıkıyla yerine getirmiş bir devlet ve siyaset insanıdır.

Böylesi bir vasfa haiz olması münasebetiyle, kaldı ki terörle mücadelede üstün başarılara imza atması vesilesiyle muarız cephede birikip de kuyruk acısı olanların şedit ve şekavet tonu ağır saldırılarına maruz kalmaktadır. FETÖ, PKK ve gayri meşru çevrelerle derin bağ ve bağlantıları tevsik veya teyit edilmiş köksüzlerin Sayın Soylu’yu orantısız ve onursuz suçlamaları geçmişte ne kadar doğru işlerin yapıldığını aynısıyla belgelemiştir.

Hakkında pek çok iddianın bulunduğu bir şahsa karşı icra edilen operasyonun hitamında Sayın Soylu’nun sözde irtibat ve illiyeti bahanesiyle töhmet altında bırakılması, sürekli tahrik ve taciz cenderesinde tutulması hem şerefli bir davranış olmayıp hem de adil, hukuki ve hakkaniyetli bir muamele değildir.

 

Mahalli İdareler Seçimleri öncesinde zillet ittifakının paydaşlarını akıllarınca parlatmaya, öne çıkarmaya, tahkim ve taltif etmeye azmetmiş işbirlikçi ve işportacı gazeteci ve yorumcuların demokrasi ve insan onuruna ileri derecede kast ettikleri her türlü izahtan da varestededir. Bunların bildikleri her neyse Cumhuriyet Savcılarının öğrenmesi, gereğini yapmaları hukuk devleti ilkesinin kaçınılmaz bir icabıdır.

Sorosçu Kavala ile terörist Demirtaş’ı bayraklaştırıp nevzuhur hak talebi için milli ve manevi tüm değerlerle ters düşen güdümlü kişilerin Sayın Soylu’yu hiçbir alakasının olmadığı yasa dışı ilişki ağlarında devamlı gösterme çabası müfteriliğin daniskası, müptezelliğin de düpedüz şahikasıdır.

Fitnecilerin bir hesabı varsa Allah’ın da bir hesabı vardır. Millete hizmeti siyasetinin temeli yapan hiç kimse sahipsiz ve yalnız olmayacaktır. Türk milleti kimin helal süt içtiğini, kimlerin haram ve hıyanet içinde debelenip durduğunu yüksek ferasetiyle tefrik ve tefsir etmektedir."

Çok geniş ve kapsamlı bir açıklama yaptı Sayın Bahçeli.

Bu tür açıklamaları herkes için yapmayan bir lider Sayın Bahçeli.

Peki, Soylu’nun teşekkür mesajı da neler vardı, bir de ona bakalım?

" Ülkemize, devletimize ve milletimize hizmet etmenin şerefini, izzetini bugün bir kez daha bize yaşatan Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli büyüğüme saygılarımı sunuyorum. Allah başımızdan eksik etmesin…
Allah razı olsun.”

Bu iki açıklama üzerine saatlerce yorum yapabilirim.

Ancak benim buradan çıkardığım sonuç Sayın Soylu’ya saldıranlara Sayın Bahçeli’nin dediği gibi bakmak kimin kime husumeti var, bu kin nerden geliyor apaçık ortada.
Soylu’nun bakanlığı döneminde kimlerin kuyruğuna bastığına, kimleri karşısına aldığına, kimlerin onu sevmediğine de bakmak gerekir.

15 Temmuz kalkışma gününde TRT’de Sayın Soylu’nun yakındaki görevlilerden MP5’i alıp seriye takıp girişteki engelleri aşarak Feto’nun tetikçilerine nasıl müdahale ettiğini hatırlamak gerekir.

Okul önlerinde geleceğimizin teminatı çocuklarımızı zehirlemek isteyen tacirlere polisin nasıl davranılmasını söylerken “ Kırın kafalarını bana gelin” ifadesini hatırlamak gerekir.

Birilerinin tatilde kayak yaptığı “Tatil Bana Yakışıyor” dediği günlerde bayram, seyran, kış kıyamet demeden terörle mücadelede sınır boylarında, dağda tepede olduğunu düşünmek gerekir.

Yangında, afette bakan olarak halkın yanında gece gündüz dinlenmeden canla başla Sayın Soylu'nun çalıştığını hatırlamak gerekir.

Ankara’da Akyurt’da sel baskınında birilerinin ütülü pantolon ile otururken, ayağında çamurlu çizmesi ile sahadan gelen Süleyman Soylu’yu hatırlamak ve bize de unutanlara hatırlatmak gerekir.

Yazımı şu cümle ile noktalamak isterim.

Başkan ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasette ahde vefayı bilen biri olduğunu ifade ederek;

Sayın Soylu’nun, Sayın Erdoğan ile arası açık diye el ovuşturanların avcunu yalamalarını söyleyerek “Buradan size ekmek çıkmaz” tavsiyemi sunarım.

Sayın Bahçel’nin Sayın Soylu’ya sahip çıkmasından Sayın Erdoğan’ın haberi olacağını bilmek için kâhin olmaya gerek yok.

Saygılarımla.