Geçen haftaki manşetimiz CHP İlçe Başkanı Naci Sezer’i hedef alan bir haberdi. Kimilerine göre çok ağır, kimilerine göre ise “az bile söylenmiş” denilen tarzda. Bize göre ise neyse oydu.

Sayın Sezer’i siyasetten önce de tanır ve kişilik olarak severim. Tanıdığım çerçevede de kişiliğine söyleyecek en ufak bir sözüm yok. Ama iş siyasete gelince elbette denilecek çok şey var. Ve yeri geldiğinde diyeceğim, diyeceğiz. Çünkü siyaset nerede olursan ol eleştiriye hedef olmakla eşdeğerdir.

31 Mart seçimleri ile CHP’nin konumu da çok değişti. Artık “Gerektiği yerde gerektiği kadar söyler çekilirim” dönemi bitti. Omuzlardaki ağırlık haddinden çok fazla. İşte bu ağırlığı taşımak, o ağırlıkla birlikte hareket etmek zorundadır CHP.

Hele Büyükşehir’i aldıktan sonra oturmak dönemi tamamen bitti. Şimdi gözler büyükşehir’in kurumlarına işlevlik kazandıracak Mansur Yavaş’ta. Denetimi ise Haymana’da İlçe Başkanı Sezer’in görev ve sorumluluğunda. Kaçmak, saklanmak ve susmak yok.

CHP büyükşehir adayı son yılların en büyük oyunu aldı burada. CHP’nin belediye başkan adayı Aysu yine ona keza kazanacak şansa sahipti. Tüm bunları alt alta yazdığımızda CHP’nin ve CHP İlçe Başkanı’nın her platformda, her ortamda, kısacası her yerde önde olması, sözünü söylemesi, gerekirse muhalefet, gerekirse kazanan taraf olarak “Benim söyleyecek sözüm var arkadaş. Bundan sonra ben daha çok konuşacağım” demesi kaçınılmaz.

Belediyesinin adım adım takipçisi, yeri geldiğinde en büyük eleştirmeni, aksayan hizmetlerin hesap soranı olmak zorunda. Yeri geldiğinde de özellikle büyükşehir’in yaptıklarında “Bak bu işlerin de yapılmasında payı olan benim” diyerek objektiflere gönül rahatlığıyla poz vereni olmalı.

31 Mart ile taşlar yerinden oynadı, dengeler değişti ve artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. 2023 Cumhurbaşkanlığı, akabinde 2024 belediye başkanlığı seçimlerinde CHP artık koltuğa oturmak istiyorsa bundan sonra er meydanında boşa peşrev çeken değil başpehlivanlığa oynamakla mükellef.

AKP’ye, belediye başkanına, AKP ilçe başkanına bu köşeden çokça laf ettim. Yeri geldiğinde etmeye de devam edeceğim. Yeri gelecek ilk ben tebrik eden, yeri geldiğinde de yine ilk eleştiren ben olacağım. Ama artık dediğim gibi söz sahibi olan CHP ve İYİ Parti de koltuğunda rahat oturmayacak oturmamalı da. Sayın Sezer ve Sayın Demir de itici güç, iş bitiren, sorun çözen, hizmet için yanıp tutuşan olmak zorundalar. Başları taçlandı ve o taçlanan başlar ağırlaşmak, o ağırlığında hakkını vermek zorundalar.

Siz de beni eleştirin, siz de Haymana Gazetesini yerden yere vurun. Haberlerimizi, yazılarımızı, köşe yazarlarımızı sonuna kadar tenkit edin. Ama biz yaptığımızda da “Yav bunlar taraflı. Ula bunlar birileri için çalışıyor, birileri arkadan yönetiyor” demeyin. Çünkü bunu defalarca açıkladık. Yeniden bir kez daha aynı şeyleri söyletmeyin. Haymana’da en tarafsız bir kurum gösterin derlerse tüm günahlarımıza ve istemeden veya farkında olmadan yaptıklarımızla mütevellit yine Haymana Gazetesi gösterilir. Yazan çizen veya görüş bildirenlerin kendi şahsi tarafgirlikleri olabilir. Ama kurumsallık anlamında gazetemiz üzerine düşen “herkese eşit mesafede” duruşunu sergilemektedir.

O nedenle yapılan haberlere kimsenin küsmeye, kızmaya veya celallenmeye hakkı yoktur. Diyecek bir şeyi olan herkese sayfalarımız açıktır. Ama dinamikleri, siyasileri, uyuyanları, işini yapmayan veya savsaklayanları, iş yapar görünüp oyalananları deşifre edip uyarmak ve uyandırmak bir gazetenin asli görevidir. Ve bizler yaptığımız haberlerin, yazdığımız yazıların etkisini ve kişileri, kurumları harekete geçireni olmakla bir kez daha gururluyuz. Bizi izlemeye, ama at gözlüklerini çıkararak izlemeye devam edin.

HAFTANIN HABERİ; Sosyal deney için dilenci kılığına girip para toplayan üniversite öğrencisi F.D (22) topladığı paraları görünce okulunu bırakıp dilenci olmaya karar verdi.

HAFTANIN SÖZÜ: Gerçeğin tipi bozuk olduğunda, yakışıklı bir yalan iyi gider.

SAYGILARIMLA