Bugünlerde fiyatı 7 lirayı bulan ekmekler çoğunlukla ithal, GDO’lu ve gluteni yoğun buğdaylardan yapılıyor. Anadolu tarihinin köklerinden gelen siyes, karakılçık, kızıltan gibi gluteni az buğday üretimleri azalmış durumda. Peki bunun önüne nasıl geçebiliriz?

Bugünlerde fiyatı 7 lirayı bulan ekmekler çoğunlukla ithal, GDO’lu ve gluteni yoğun buğdaylardan yapılıyor. Anadolu tarihinin köklerinden gelen siyes, karakılçık, kızıltan gibi gluteni az buğday üretimleri azalmış durumda. Peki bunun önüne nasıl geçebiliriz? Dedelerimizden bize kalan gluteni az buğday çeşitlerinin üretimini arttıracak, teşvik edecek politikalar üretmeliyiz. Bazı büyük şehir belediyeleri başta olmak üzere, bazı belediyelerimiz gluteni az buğday üretimini arttırıcı çalışmalar yapıyorlar. Bunların sayıları arttırılması; bunun Devlet politikası haline getirilmesi gerektiği düşüncesindeyim.

Ata tohumlarımızdan gelen glüteni az buğday üretiminin neden bu kadar azaldığını da bir sonraki yazımda açıklamayı umuyorum. Çok merak edenler için sözün özü tabii ki ana neden yine “kolaycılık” ve “desteksizlik” diyebilirim.

Bir de duymuşsunuzdur katkılı, katkısız buğdaydan, ekmekten söz edilir. Asıl dikkat etmemiz gereken katkılı ekmek değil, GDO’suz ve gluteni azaltılmış buğdaydır. Yani üretimde, tarladaki buğday ile değirmenlerdeki unların özellikleri önemlidir. Gluteni yüksek un ve gıdalar, yaş ortalaması yükselen toplumlarda, başta unutkanlık, bunama hatta Alzeimer hastalıklarının artması anlamına geliyor. Ancak yine bilgisizlikten ya da yanlış bilgi kaynaklarından diyeceğim,  insanlar daha çok fırınlardaki katkılı ekmeklerden tedirginlik duyuyorlar. Katkılı ekmek denildiğinde ne anlıyorsunuz sevgili okurlar? Peki ya katkısız ekmek denildiğinde ne anlıyoruz?

Bunu size, ben de anlatabilirdim ancak her zaman dediğim gibi işin ehline sormak, danışmak, ondan öğrenmek elzemdir. Bu nedenle konuyu uzman Gıda ve Endüstriyel Mikrobiyolog Ferudun Taşdelen size anlatsın istedim. Bakın Taşdelen bu konuda ne diyor:

  • “Katkısız ekmek demek, katkının fırın yerine değirmende konulması demek. 
  • Katkısız ekmek demek, çuval başına  2 gr. C vitamininin konulmaması demek.
  • Katkısız ekmek demek, yanık ve akrilamid içerme ihtimali olan ekmek demek.
  • Katkısız ekmek demek, çabuk bayatlayan ve çöpe giden ekmek demek. 
  • Katkısız ekmek demek,  özü protein olan doğal enzimlerinin konulmaması demek. 
  • Katkısız ekmek demek,  fırıncının  daha fazla para ödeyerek, katkılı un alması demek. Dolayısıyla maliyet artması ve daha pahalı ekmek üretmek demek.
  • Katkısız ekmek demek, enerjiden, işçilikten zamandan zarar etmek demek.
  • Katkısız ekmek demek, zaten hızla azalan ormanlarımızı kesmek demek, çevreyi kirletmek demek.
  • Katkısız ekmek değil, sağlıklı bilimsel ölçülerde katkılı ama GDO’suz gluteni azaltılmış ekmek demek.”

Bundan sonra katkısız ekmekle ilgili düşündüğümüzde, durup bu maddeleri bir bir hatırlamak gerekiyor!

Günümüzde her ürünün içindeki katkı maddelerinin adları ve miktarları üzerine yazılıyorsa yediğimiz ekmeklerin içindeki gluten miktarı, buğday çeşidi ve diğer katkı madde oranlarının da her ekmek poşetinde yer alması gerektiğini düşünüyorum.

Hazır ekmek fiyatları artmışken ek israf ve tüketimini azaltsak daha sağlıklı bir vücut kazansak fena mı olur? Ne dersiniz?