Ölüm, istisnasız hepimizin konuşmaktan hatta düşünmekten dahi kaçtığı bir konu. Ancak ölüm bir gerçeklik ve herkes bir gün ölecek.

Nedendir bilinmez, insanlar ölümden bahsetmenin yaşamdan vazgeçmek olduğunu düşünür ama sanki hiç ölüm yokmuş gibi yaşamaya devam ederler. Oysaki insanoğlu bir gün mutlaka öleceğini bilen tek canlıdır. Buna rağmen hiçbirimiz bu realiteyi hayatımızın merkezinde tutmayız.

Ölüm, kötü ve korkulması gereken bir durum mudur, bir son mudur veya sonsuzluğa açılan bir kapı ve dahi kavuşma, şeb-i aruz mudur? İnsanlık tarihi bu konular üzerine binlerce yıl süren tartışmalarla doludur ve hâlen devam etmektedir. Bu tezlerin cevabı her insanın inanç yapısına, öğrenmişliklerine, bakış açısına göre değişkenlik gösterir elbette.

Hastalıklar, kazalar, yakınlarımızın ölümü yaşamın canlılığı ve devamlılığı içinde ölümü hatırladığımız duraklardır aslında. Böylece her insan kendi ölüm gerçeği ile de yüzleşmek durumunda kalır. İnsanın yaşamında değer verdiği, sevdiği bir kişiyi kaybetmesi, eğer bu ölüm beklenmedik bir zamanda gerçekleşiyorsa; insan için zaten kabul etmesi zor olan durumu daha da zorlaştırabiliyor. İyi ki ruhsal yapımızın zaman içinde kendini rehabilite etme ve ölümü kabullenme yetisi var. Ancak bu iyileşme ve kabul etme süreci kişiden kişiye zaman açısından farklılık gösterebiliyor.

Evet, bir gün öleceğiz; o halde bu gerçekten yola çıkarak yaşadığımız her günü anlamlı kılarak ve anlamını fark ederek yaşamaya çalışalım. Yaşadığımız her anın fırsatlarla dolu ve anlamlı olduğunu unutmamaya gayret gösterelim. Her insan yaşamını değerlendirme ve anlamlı kılma konusunda sonsuz özgürlüğe sahiptir. Demem o ki; hepimiz varlığımızın bir anlamı olduğu için dünyada olduğumuzu bilerek, bu kutsal anlamı en iyi şekilde değerlendirelim. Varlığımız birileri için çok önemli olsun mesela, birilerinin ruhuna dokunsun, birilerinin hayatına dokunarak dokunduğu hayatı güzel ve anlamlı hale getirsin. Yani yaşamımızı birbirimize katkı sağlayarak ve değer katarak anlamlı hale getirelim. Ancak böyle yaşarsak hayatı, bir gün ölecek olmamızın bir önemi yoktur. Nasıl olsa geride ‘hoş bir seda’ kalacaktır bizden.

***

Mukadder ben, hepimize yaşarken kendi anlamımızı bulduğumuz, sağlıklı ve sevgi dolu yaşam dileyen…  Sevgilerimle