Son bir aydır virüsle yatıp kalkıyoruz. Çocuklar evde virüscülük oynuyor, gelin kaynanası ile kavga edince “inşallah virüse yakalanırsın” diye diliyle dişi arasında çemkiriyor, iki kişi bir araya gelince “Ne olacak bu memleketin hali” olan konuşmalar “Ne olacak bu virüsten dolayı halimiz” diye değişik konulara evriliyor.

İlk başlarda “Yemişim virüsünü bize bir şey olmaz” diye başlayan muhabbet, şimdilerde, daha doğrusu yumurta kapıya dayanınca korku filmlerinde görmeye alıştığımız panik havası alayımızı sardı. “Hepimiz öleceğiz, hepimiz….” Diye sağa sola koşuşturup duruyoruz.

Haymana Gazetesi’nde de son 1 aydır çıkan haberlerin de virüs etrafında döndüğünü ve belkide “Lan yine aynı şeyleri yazmışlar. Gazetede de bir şey yok” diye içinizden geçeni elbette bizde biliyoruz. Tüm dünyada ve memlekette olduğu gibi burada da hayat durdu. Okullar, birçok kurum, hatta birçok esnaf kapalı. Açanlar da ya evde canı sıkıldığından, ya da ilk başlarda yüksek itibarlı ağırlanmadan, karısının dırdıra başladığı dönemlere geldiği için dükkan açıyor. “Çayını tazeleyim mi, pastan nasıl olsun, mısır patlatayım mı?” İle başlayan evde kalışlar, “Zıkkım ye” dönemlerine, hadi son günlerin moda deyimiyle “pik” yapmak üzere. Bazı esnaflar da bir umut 3-5 kuruş kazanabilir miyiz diyerek kilitleri çeviriyor. Ama herkes biliyor ki can derdi, mal derdini her zaman döver.

O nedenle kör ve sağırlaşmış bir ilçede bazen içimize sinmese de, “bu hafta gazetemiz biraz boş oldu” desekte her hafta bir şekilde sizlere yine içimizden, sokaklardan, köylerden veya kişilerden haberler ile karşınıza çıkma uğraşını veriyoruz. Ve yine sadece HAYMANA’DAN HABERLERLE sizlerin sesi, gözü, kulağı olmaya çabalıyoruz. Sizlerin de bizleri mazur göreceğinizi biliyor, anlayışınıza şimdiden teşekkür ediyoruz.

Haymana Gazetesi ilçemizin ilk ve tek resmi gazetesidir. Bizlerin “bu hafta gazete çıkarmayalım, hele bu hafta biraz kendimize zaman ayıralım” deme lüksü yok. Çünkü biz resmen Basın İlan ve direk Cumhurbaşkanlığına bağlı bir kurum olarak, keyfe keder bir gazetecilik yapma şansımız bulunmuyor. Çünkü her ay SGK’mızı, vergimizi ödemek ve diğer kanuni ödevlerimizi yerine getirmek zorundayız. 34 yıldır bu lokomotif hiç durmadan yol aldı, almaya da devam edecek. Şunu yine sizlerden gelen güvenle ve gururla söylüyoruz ki “Haymana Gazetesi her zaman doğruları ve gerçekleri yazacak”

Bazen “Bunlar yandaş” çamuruna hedef olmuyor değiliz. Daha önce de bahsettiğimiz gibi bize başvurup “benim derdim var” diyeni asla geri çevirmeyiz. Söz sahibi kişi, hangi kurum veya kişiyi hedefine alırsa alsın, iddiasında gerçekten haklıysa, biz sonuna kadar varız. “Kimse dokunulmaz değildir’i inan daha iyi biliyor, daha candan benimsiyoruz. Ama şahsi çıkar veya menfaat için, kendi ikbali içinde kimse bizi kullanamaz. Her sese ve söze açığız. Ama sizlerin özgürlüğü, bir başkasının özgürlük alanını işgal ettiği yerde biz yokuz.

Diyeceğimiz o ki Koronavirüs günlerinden herkes veya her kurum gibi gazetemizde etkilendi. En azından o renkli haberlerden ziyade, iç karartıcı ve virüslü haberlerle dolu gündemimiz. Gün gelecek elbet aşacağız bu illeti. Memleketimiz gibi bizde o gülen yüzümüzle karşınıza çıkacak, sizlerinde gül cemalinizle karşılaşmış olacağız. Özellikle bu aralar gazetemize ödeyeceğiniz her kuruş için haklarınızı helal edin. Hem bizim, hem de sizin çorbanız kaynamak zorunda biliyoruz. Yeterki ağız tatlarımız bozulmasın.

HAFTANIN HABERİ: Berberlerin kapanması ile at hırsızı gibi gezen erkeklerden sonra, kuaförlerin kapanması ile bıyıklı kızlar da sokaklarda boy göstermeye başladı.