Ortadoğu’nun zenginliklerine göz diken İngiltere, 19. Yüzyılın başlarında bölgedeki etkinliğini arttırdı. Amacı, Filistin’de bağımsız bir Yahudi devleti kurmaktı. Tüm Yahudileri bir bayrak altında toplama fikrini ortaya attı ve bu yönde faaliyetlerde bulundu. Avrupa, Amerika ve Rusya’da taraftar ve destek buldu.

İngiliz hükümeti ve Yahudiler, Sir Henry Finch isimli bir avukata “Callign of the Jews” isimli bir kitap yazdırdılar... Bu kitapta, Filistin’de bir Yahudi Devleti’nin kurulması gereğini savunuluyor kamuoyu oluşturulmaya çalışılıyordu...

Musos Haim Montefiero isimli bir İtalyan Yahudisi Londra’nın en zenginleri arasındaydı. Yahudi Devleti kurulmasına önayak olmak üzere 1824’te Filistin’e göç etti. 1837’ye kadar burada kaldı. O tarihlerde Filistin’deki Yahudi sayısı 8 bin civarındaydı. Daha sonra Londra’ya dönerek Yahudilerin Filistin’e göçünü teşvik edici faaliyetlerde bulundu. Bu arada İngiltere hükümeti de Filistin’deki konsolosluklarına bir tamim göndererek buradaki Yahudileri himaye etmelerini istedi.

Hess isimli bir Alman Yahudisi de 1862’de “Roma ve Kudüs” isimli bir kitap yazarak her ne pahasına olursa olsun Filistin’de bir Yahudi devletinin kurulacağını ve Fransa’nın bu işe yardımcı olacağını savunuyordu...

Rusya’daki gelişmeler de Yahudilerin Filistin’e göçünü teşvik yönündeydi. Burada kurulan birçok cemiyet özellikle Çar İkinci Aleksandr öldükten sonra faaliyetlerini arttırdı ve Filistin’de birçok koloni kurdu...

1884’te Yahudi Milli Kongresi toplanırken, İbranice’nin kaybolmaması için de çalışmalar yapıldı. Bu sırada, Alman Yahudisi Hırsh’in Yahudi devletinin Arjantin’de kurulmasını istemesi ilginç bir not olarak anılabilir... Bu girişim bazı çevreler tarafından Yahudi davasına ihanet olarak değerlendirildi....

1897’de Dünya Siyonist Teşkilatı kuruldu. Artık Yahudi devleti kurulması “fikir” olmaktan çıktı ve bir “hedef” halini aldı. Hatta bu amaca hizmet etmesi için bir ticari şirket de kuruldu. Aynı tarihte, İsviçre’nin Basel şehrinde ilk siyonist kongresi  Dr. Theodor Hertzel başkanlığında 200 delege ile toplandı ve önemli kararlar alındı. Kongrenin ikincisi ise bir yıl sonra yine aynı şehirde toplandı.

Artık harekete geçme zamanı gelmişti. Bu çerçevede Sultan İkinci Abdülhamid’e başvurular ve baskılar arttı. Ancak, bunların hiçbiri sonuç vermedi. Sultan Abdülhamid döneminde bir tek Yahudi bile göç edemedi Filistin’e.

Siyonizm teşkilatının lideri Dr. Theodor Hertzel birçok defa saraya ve Babıali’ye mektup yazdı. İngiltere aracılığıyla Hertzel ve Haham Moşe Levi, Sultan Abdülhamid Han’a şu teklifleri sundu.

Filistin’de altın para karşılığı toprak sattığı takdirde:

1-Yahudiler Osmanlı Devleti’nin tüm borçlarını ödeyecekler...

2-Osmanlı Devleti’ne büyük mali yardımda bulunacaklar...

3-Sultan Abdülhamid Han’ın siyasetini Avrupa’da destekleyecekler...

4-Yahudiler, Osmanlı Devleti’nde inşa edilecek savaş üslerinin parasını ödeyecekler...

5-Sultan Abdülhamid Han’a şahsı için büyük servet verecekler...

6-Filistin’de kurulacak büyük üniversitede aynı zamanda Türk talebeleri de okuyacak. Tahsil için Avrupa’ya gitmeye lüzum kalmayacak...

 SARAYDAN KOVULDULAR...

 Arkasında İngiltere devleti ve Yahudi asıllı banker Koçi’nin de bulunduğu bu teklif Sultan Abdülhamid’i çok sinirlendirdi ve “defolun!” diye heyeti huzurundan kovdu.

Fakat, İttihat ve Terakki iktidarı azınlıkların da toprak satın alabileceğine dair kanun çıkarınca Yahudilere gün doğdu. Çok geniş topraklar alarak kendi üzerlerine tapuladılar...

Birinci Dünya Savaşı öncesinde Fransa ve İngiltere’nin Yahudilere verdiği teminat, 1916’da imzalanan “Sykes Picot” gizli anlaşması ile 2 Kasım 1917’de İngiliz bakanlarından Lord Belfor’un  Yahudi Devleti kurulmasını vadededen beyannamesi, İsrail devletinin kuruluşu yolunda atılan önemli adımlardı...

Temeli, Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalanmasına ve yıkılmasına dayalı tüm girişimler, Osmanlı’nın Birinci Dünya Savaşına girmesi ve aralarında Filistin topraklarının da bulunduğu bölgenin İngilizler ve Fransızlar tarafından işgali ile sonuç vermeye başladı...