Savaşlar, tarih boyunca dünyaya keder ve yıkım getirdi. Ancak insanların ve ülkelerin maddi ve manevi sınırlarının test edildiği böylesi kriz dönemleri, bilimsel atılımların da hız kazanmasına da yol açtı.

Hafta başındaki yazımda x ışınlarının keşfine ve kullanımına ilişkin tarhi bir özet yapmış, "... Yani demem o ki X ışınlarının keşfinden sadece birkaç ay sonra İstanbul’da ilk tıbbi radyolojik görüntülemeyi, 22 yaşında bir tıbbiyeli başarmıştır. O genç tıbbiyelinin diğer başarılarına da bir sonraki yazımda değineceğim." demiştim. 

Radyolojinin temelleri ve ilk röntgen hakkında hepimiz az çok bilgi sahibi olsak da savaşlardaki ilk kullanımının bu topraklarda gerçekleştiğini bilmeyenlerimiz vardır diye düşünüyorum.

Savaşlar, tarih boyunca dünyaya keder ve yıkım getirdi. Ancak insanların ve ülkelerin maddi ve manevi sınırlarının test edildiği böylesi kriz dönemleri, bilimsel atılımların da hız kazanmasına da yol açtı. X ışınları konusunda da ilerleme tam olarak böyle başladı. Osmanlı-Yunan savaşı ile...

Osmanlı-Yunan Savaşı

Türk-Yunan sınırında ciddi bir gerilim vardır. Ocak 1897’den itibaren Girit Adası’nın Yunanistan tarafından işgal edilmesi ile gerilen ilişkiler, sınır ihlalleri ve saldırıların artması ile kopma noktasına gelir. Osmanlı Devleti, öncelikle Yunanistan’a sert bir nota verir. Ardından da 27 Şubat 1897’de bölgede donanmaları olan Avrupa ülkelerini hakemlik yapmaları konusunda ikaz eder. Ancak diplomatik çabaları sonuçsuz kalır.

Osmanlı’nın diplomatik çabaları sonuçsuz kalınca, Bakanlar Kurulu hızla savaş kararı alarak karşı tarafa bildirir. 18 Nisan 1897 Pazar günü, şafakla birlikte Osmanlı topçusu, sınır hattını ateş altına alır. Osmanlı-Yunan Savaşı böylece başlar.

22 Nisan 1897 Perşembe günü Milona Muharebesi tam bir Türk zaferiyle sonuçlanır ve Milona-Tırnova yolu Osmanlı kuvvetlerine açılır. Batılı uzmanların “Türk askeri 6 ayda geçemez.” diye rapor verdiği tarihi Termopil geçidi, Türk ordusu tarafından 24 saatten kısa bir sürede geçilir.

Aktif savaş yaklaşık olarak 30 gün sürer. Savaşın kazananı Osmanlı olur. Bu savaş, Osmanlı Devleti’nin galip olarak ayrıldığı son savaş olarak tarihe geçer.

Bu savaşın ilk olma özelliğini taşıdığı bir husus da var: Radyoloji

Ateşli silahların kullanılmaya başlanmasından itibaren, savaş meydanlarında ilk anda hayatını kaybetmeyen yaralılarda en önemli ölüm nedenlerinden birinin vücutta kalan yabancı cisimlerin yol açtığı enfeksiyonlar olduğu biliniyor. Bunun farkında olan ordular, X ışınlarının ortaya çıkmasını önemli bir fırsat olarak hızla fark etmiş ve savaş tıbbı pratiğine eklemenin yollarını aradılar.

Osmanlı-Yunan Savaşı’nda yaralıların taşındığı ana merkezlerden biri, İstanbul’daki Yıldız Asker Hastanesi’dir. Yaralıların bu hastanede tedavi edilmeye başlandığını gören Esad Feyzi ve Rıfat Osman, Yıldız Asker Hastanesi Başcerrahı Cemil Paşa’ya bir dilekçe yazarak yardımcı olmak istediklerini ifade ederler. Bu istek büyük bir memnuniyetle karşılanır. Dahiliye ve pediatri uzmanı Doktor Salih Bey ve onun yardımcıları olarak Esad Feyzi ile Rıfat Osman’ın Yıldız Hastanesi’nde bu cihazı kullanmalarına izin verilir.

Röntgen cihazı ile ilk olarak sağ el bileğinden yaralanan Boyabatlı Mehmet adında bir askerin sağ el bileğindeki şarapnel parçası tespit edilir. Bu arada Askeri Hastaneyi ziyaret eden Alman Kızılhaç Tıp Heyeti, o zamanlar tüm dünyada yeni bir tıp dalı olan radyografinin bu şekilde uygulanmasından duydukları hayranlığı dile getirir ve X ışınlarının savaş cerrahisinde uygulanabilirliğini deneyimlemek için yanlarında getirdikleri bir röntgen cihazını Mayıs 1897’de Yıldız Askeri Hastanesi’ne yerleştirerek Türk meslektaşlarıyla birlikte çalışmaya başlarlar. 

Osmanlı-Yunan Savaşı’nda ilk olarak Yıldız Hastanesi’nde Doktor Salih Bey tarafından gerçekleştirilen sistematik radyolojik çekimler, daha sonra İngiliz Kızılhaç doktorları tarafından Atina’da da uygulanır. Böylece Osmanlı-Yunan Savaşı, röntgen tekniğinin kullanıldığı ilk savaş olma özelliği kazanır. 

Ancak X ışınları yeni bir keşiftir, kullanımı hızla ilerlemiştir ama hala çok fazla bilinmeyeni vardır. Mutlu tarihi gerçekleri bu hafta paylaştım. Haftaya da bu ışının bilinmeyenlerine bakacağız.