"... X ışınları yeni bir keşiftir, kullanımı hızla ilerlemiştir ama hala çok fazla bilinmeyeni vardır. Mutlu tarihi gerçekleri bu hafta paylaştım. Haftaya da bu ışının bilinmeyenlerine bakacağız..." demiştim. Gelin şimdi bu yeni keşfin savaş sonrası yıllardaki durumuna bir bakalım.  

Bir önceki yazımda, “… Osmanlı-Yunan Savaşı’nda ilk olarak Yıldız Hastanesi’nde Doktor Salih Bey tarafından gerçekleştirilen sistematik radyolojik çekimler, daha sonra İngiliz Kızılhaç doktorları tarafından Atina’da da uygulanır. Böylece Osmanlı-Yunan Savaşı, röntgen tekniğinin kullanıldığı ilk savaş olma özelliği kazanır. 

Ancak X ışınları yeni bir keşiftir, kullanımı hızla ilerlemiştir ama hala çok fazla bilinmeyeni vardır. Mutlu tarihi gerçekleri bu hafta paylaştım. Haftaya da bu ışının bilinmeyenlerine bakacağız…” demiştim. Gelin şimdi bu yeni keşfin savaş sonrası yıllardaki durumuna bir bakalım.  

Savaş sonrasında Dr. Esad Feyzi, 23 yaşında tıp fakültesinden mezun olur. Kurada Yemen’i çeker ancak hocaları değerli çalışmalarına devam edebilmesi için İstanbul’da kalmasını sağlarlar. Askeri Tıbbiyede fizik öğretmenliğine ve daha sonra jeoloji ve mineraloji ilimleri öğretmenliğine getirilir. Röntgenin tıbbiyenin resmi ders programına girmesini sağlar. Ricasıyla, Cerrahi kliniği içerisinde “Röntgen Şu’a’atı İle Muayene Şubesi” adı altında bir şube kurulur. Ülkemizin ilk ve dünyanın sayılı röntgen kitaplarından biri olan “Röntgen Şu’a’tı ve Tatbikat-ı Tıbbiye ve Cerrahiyesi” (Röntgen Işınları ve Tıp ve Cerrahi Uygulamaları) adlı eseri kaleme alır. Cemil Paşa da kitaba röntgen ışınlarının önemini ve taşıdığı potansiyeli doğru şekilde özetleyen bir önsöz yazar.

Dr. Esad Feyzi, mezun olduktan 4 yıl sonra, daha 28 yaşında ve 3 aylık evli iken yüzünde çıkan erizipelin menenjite neden olması sonucunda hayatını kaybeder.

Esad Feyzi beyin ölümünü takiben, Röntgen laboratuvarı çalışmaya devam eder. 1903 yılından itibaren X-ışınları ile kanser tedavisi üzerine çalışmalara başlanır. Bir kaç yıl içinde İstanbul’da çok sayıda röntgen cihazı kurulur.

Ancak X ışınlarının ölümcül etkilerinin bilinmediği bu yıllarda, alanın öncülerinden bazıları, Dr. İbrahim Vasif ve Dr. Şevki Bey gibi isimler, yüksek düzeyde radyasyona maruz kalmaları sebebiyle oluşan kanserlerden hayatlarını kaybederler...