Tarımsal üretim açısından önemli bir konuma sahip olan ilçemizde tarımsal sorunları bulup ve bu anlamda çiftçilerimizi bilgilendirmek önem arz etmektedir. Ne yazık ki ilçemizde tarımsal üretimde yer alan çiftçilerimizin bilinçsiz yaptığı birçok tarımsal uygulama vardır. Bunları; bilinçsiz ilaçlama, yanlış gübreleme ve yanlış toprak işlemeleri gibi birçok örnekle açıklamak mümkündür. Ama bütün bunlardan daha önemli olan ve tabiri caizse adeta toprağın katli olan anız yakmaktır. Bu nedenle öncelikle çiftçilerimize ve çocuklarımıza anız yakmanın adeta bir doğa katliamı olduğunu anlatmak ve bu konuda çocuklarımızı bilinçlendirmek sorunun çözümü ve toprağımızın geleceği açısından oldukça önem arz etmektedir.

İlçemizde hala birçok üreticimiz tarlalarını biçip mahsullerini aldıktan sonra anızlarını yakmakta ve inatla anız yakmanın toprak verimliliği açısından doğru bir uygulama olduğunu savunmaktadırlar. Oysa bunlar anız yakarak topraklarını öldürüp çölleştirdiklerinin farkında değillerdir. Anız yakmak geleceğimizi ve bize emanet edilen en değerli varlığımız olan topraklarımızı öldürmektir. Bu gerçek asla unutulmamalıdır. Anız yakılması esnasında toprakta sadece hasat sonrası kalan saplar ve kökler yanmıyor, aynı zamanda toprağın önemli biyolojik, fiziksel ve kimyasal özellikleri de anızla beraber yanmaktadır. Toprakta gözle göremediğimiz ve topraktaki artıkları parçalayıp organik maddeye dönüştüren milyonlarca böcek ve canlı bulunmaktadır.

Toprakta bulunan bu böcek ve canlılar artıkları parçalayarak topraktaki organik madde miktarını artırmakta ve toprağı havalandırıp yumuşamasını sağlamaktadır. Unutulmaması gerekir ki toprakta bir canlıdır ve içerisinde adeta toprağın canı olan milyonlarca böcek ve mikroorganizma bulunmaktadır. Anız yakarak toprağın içerisindeki milyonlarca canlıda yakılarak toprak cansız, çorak ve verimsiz bir hale dönüşmektedir. Anız yangınları ile birlikte toprağın organik madde kaynağı da yanmaktadır. Organik madde kaynağı yanan topraklar fakirleşmekte ve toprağın yapısı bozulmaktadır. Toprak verimliliğinin en önemli özelliklerinde biri toprakta bulunan organik madde miktarıdır. Bir toprakta organik madde yoksa o toprak verisiz, ölü ve çorak bir topraktır.

Organik madde, toprakta yağış sularının emilmesini ve bu suların toprakta tutulmasını sağlayarak toprağın su tutma özelliğini artırmaktadır. Aynı zamanda rüzgarla toprağın taşınmasını önleyerek toprağın havalanmasını sağlamaktadır. Özellikle ülke genelinde yaşanan kuraklıklardan sonra üreticilerimizin anız yakmanın toprağa ve toprakta yaşayan faydalı böceklere verdiği zararı düşünerek hareket etmeleri gerekmektedir. Anız yangınlarının toprak yapısına verdiği zararın geri kazanılması uzun yıllar almaktadır. Topraktaki organik madde miktarı ne kadar çok olsa, toprağın su tutma özelliği de o kadar fazla olacaktır.

Dolayısıyla son yıllarda iklim değişikliği sonucu yaşanan kuraklıklardan topraklarımız çok az etkilenmiş olacaktır. Ülkemizde topraklarımızda bulunan ortalama organik madde miktarı % 1’in altıdadır. Ancak Avrupa Birliği topraklarında ise bu oran % 7’in üzerindedir. Bu da bizim nasıl bilinçsiz tarım yaptığımızı ve topraklarımıza nasıl vahşice davrandığımızın en önemli göstergesidir. Bereketli ürünleriniz olsun.