Son günlerde üst üste meydana gelen yağışların bitkiye olumlu etkisi olduğu gibi olumsuz etkisi de olabilmektedir. Özellikle bir hafta gibi uzun süre havanın ara ara yağışlı olması bitkilerde mantari hastalıkların ortaya çıkmasında en önemli unsurdur. Bu nedenle üreticilerimiz yağışlı günlerde ve yağıştan sonra bitkileri mantari hastalıklardan korumak için ne gibi uygulamalar yapılmalı gibi konularda dikkat etmeleri gerekmektedir. Aslında neredeyse tüm üreticilerimizin bildiği gibi yağışlı geçen havalar özellikle buğdaylarda pas hastalıkları, nohutlarda antraknoz, üzüm bağlarında kurşuni küf gibi birçok bitkide mantarı hastalıkları tetikleyerek hastalıkların ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Yağışlar bitkiyi ıslatarak bitki dokularının yumuşamasına neden olmaktadır. Aynı zamanda yağışlar bitkinin çevresinde nem artışına neden olmaktadır. Bu durumda bitkilerin dokuları yumuşadığı için ve ortamda nem oranı yüksek olduğu için bitki çevrede bulunan mantar sporlarını rahatlıkla almakta ve hastalık başlamaktadır. Asıl neden bitki dokularının yumuşamasıdır aslında. Yumuşamış bitki dokuları çevrede olan hastalıkları çok rahatlıkla geçirebilmektedir. Dolayısıyla teknik olarak aslında bütün üreticilerimizin yağışlardan hemen sonra bitkiyi koruma amaçlı ilaçlı mücadele yapması gerekmektedir. Yağışlardan sonra koruyucu özellikteki ilaçlarla yapılan uygulamalar bitkide olabilecek mantarı hastalıkların önüne geçmektedir. Özellikle bölgemizde yaklaşık bir haftadır havaların ara ara yağışlı ve kapalı geçmesi nedeniyle buğdaylarda septarya yaprak lekesi, pas gibi mantari hastalıklar hemen kendini göstermeye başladı. Son bir hafta içerisinde birçok yerde bana gelen örneklerde septorya yaprak lekesi ve pas gibi hastalıkların yoğun bir şekilde başladığını görmekteyim. Bölgemizde aynı zamanda buğdaylarda pas hastalıkları ilaçlarını kullanma alışkanlığı olmadığı için bu hastalıklar daha çok görülebilmektedir. Bu durumda üreticilerimizin yağmurlardan hemen sonra koruyucu anlamda pas hastalıklarına karşı ilaçlı mücadeleyi yapması önem taşımaktadır. Özellikle hastalık belirtileri görülen ekinlerde hiç vakit kaybetmeden ilaçlı mücadeleye geçilmesi gerekmektedir. Bölgemizde en çok rastlanılan buğday hastalıkları; sürme (kör), pas hastalıkları (sarı pas, kahverengi pas, kara pas), rastık ve kök boğazı çürüklüğüdür. Hububat arazilerinde kök boğazı çürüklüğü ile pas ve septorya hastalıkları bolca görülüyor. Yağışların devam edecek olması, sonrasındaki ısınma göz önüne alınırsa, hastalık açısından daha da genişleme etkisi yaratabilir. Bu dönemin bitki için kritik bir dönem olması sebebiyle mutlaka kontrollerimizi yapalım. Unutulmamalıdır ki, fungal (mantar) kökenli hastalıklara karşı, hastalık başlamadan veya başlama düzeyinde yapılan mücadele çok önemlidir. Bitki hasta olduktan sonraki mücadele istenilen sonuçları sağlamayabilir. Bereketli ürünleriniz olsun.